Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FINDING FAVOR WITH : English Turkish

- tarafından sevilen

FINDING ONE'S WAY : English Turkish

yönünü bulma, istikametini arama

FINDINGS : English Turkish

n. araç gereç, malzeme

FINE : English Turkish

n. ceza, para cezası

FINE : English Turkish

v. berraklaştırmak, arıtmak, açılmak, berraklaşmak, para cezası vermek

FINE : English Turkish

adj. güzel, hoş, ince, narin, hassas, nefis, mükemmel, saf, iyi, uygun

FINE : English Turkish

adv. güzel, hoş, iyi, incecik, ucu ucuna

FINE ADJUSTMENT : English Turkish

n. ince ayar

FINE AND DANDY : English Turkish

adj. (Argo) iyi ve zarif, güzel ve şık, çok iyi, mükemmel

FINE ARTIST : English Turkish

güzel sanatlarla uğraşan sanatçı, faydadan ziyade güzellik için sanatsal çalışmalar yaratan sanatçı; iyi sanatçı

FINE ARTS : English Turkish

güzel sanatlar

FINE AS SILK : English Turkish

ipek kadar güzel, mükemmel durumda

FINE AWAY : English Turkish

inceltmek, yontmak, sivriltmek, aşınmak, incelmek

FINE CHEMICALS : English Turkish

n. ince kimyasal maddeler

FINE CLOTH : English Turkish

iyi kumaş, ince kumaş

FINE CLOTHES : English Turkish

parlak ve seçkin kıyafet, şık veya modaya uygun ve yüksek kaliteli kıyafet

FINE COMB : English Turkish

n. ince dişli tarak

FINE COMMAND : English Turkish

mükemmel kavrayış, mükemmel idrak, derin anlayış (ör. İngilizce lisanını mükemmel şekilde kavrama)

FINE CUT : English Turkish

n. ince kıyılmış şey, ince kıyım

FINE DAY : English Turkish

güzel gün, hoş bir gün, havanın güzel olduğu gün, zevk alınan olayların meydana geldiği gün

FINE DETAILS : English Turkish

küçük ayrıntılar

FINE DOWN : English Turkish

inceltmek, yontmak, sivriltmek, berraklaştırmak, arıtmak, aşınmak, incelmek

FINE FEATHERS MAKE FINE BIRDS : English Turkish

ye kürküm ye

FINE FIGURE : English Turkish

muhteşem vücut veya yapı, olağanüstü şekil

FINE FLOUR : English Turkish

iyi kalite un