Multilingual Turkish Dictionary English

FRIER : English Turkish

n. tava, kızartmalık piliç

FRIES : English Turkish

n. patates kızartması, sıcak yağda kavrulmuş olan patates dilimleri

FRIESIAN : English Turkish

n. Frizyeli kimse, Frizye dili, Frizye sığırı

FRIESLAND : English Turkish

n. Friesland, kuzey Hollanda'da bir bölge

FRIEZE : English Turkish

n. friz, duvar süsü, şayak, kaba yün kumaş

FRIEZE : English Turkish

v. friz ile süslemek

FRIG : English Turkish

v. vakit öldürmek, boşa geçirmek, aylaklık etmek

FRIGATE : English Turkish

n. firkateyn, yelkenli üç direkli savaş gemisi

FRIGATE BIRD : English Turkish

fregat kuşu

FRIGE : English Turkish

n. buzdolabı

FRIGG : English Turkish

n. Frigg, (Norveç Mitolojisi) tanrıçaların başı, göklerin tanrıçası ve Odin'in karısı

FRIGGATRISKAIDEKAPHOBIA : English Turkish

n. friggatriskaidekaphobia, paraskevidekatriaphobia, aşırı Cuma 13 korkusu

FRIGGING : English Turkish

adj. vakit öldüren, zamanını boşa geçiren, aylaklık eden

FRIGHT : English Turkish

n. korku, dehşet, ürkme, korkunç tip, kılıksız kimse, gülünç görünüşlü kimse

FRIGHT : English Turkish

v. korkutmak

FRIGHTEN : English Turkish

v. korkutmak, dehşete düşürmek, ödünü patlatmak

FRIGHTEN AWAY : English Turkish

korkutup kaçırmak

FRIGHTEN SMB. TO DEATH : English Turkish

v. ödünü patlatmak, korkudan öldürmek, ölesiye korkutmak

FRIGHTENED : English Turkish

adj. korkmuş, ürkmüş, dehşete düşmüş

FRIGHTENED HIM : English Turkish

onu korkuttu, onu telaşlandırdı, onu ürküttü, ona hayalet gibi göründü, korkmasına neden oldu

FRIGHTENER : English Turkish

n. korkutan kimse, korkutucu kişi; bir kimseyi korkutan şey

FRIGHTENING : English Turkish

adj. korkutucu, korkunç, dehşet verici, ürkütücü

FRIGHTENING : English Turkish

n. korkutma

FRIGHTENINGLY : English Turkish

adv. korkutucu bir şekilde, korkunç bir şekilde, telaşlandırarak, korkutarak

FRIGHTFUL : English Turkish

adj. korkunç, dehşetli, müthiş, kocaman, iğrenç, berbat