Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GADI : English Turkish

n. Gadi, erkek ismi (İbranice)

GADID : English Turkish

n. morina balığı, morina familyasına ait okyanus balığı

GADID : English Turkish

adj. morina balığına özgü, morina familyasına ait veya ilgili

GADO GADO : English Turkish

n. gado gado, karışık sebzelerden oluşan baharatlı fıstık ve Hindistan cevizi sütü sosu ile servis yapılan Endonezya’ya özgü salata

GADOID : English Turkish

adj. gadidae familyasına özgü, morina ve mezgiti dahil eden Gadiade balık familyasına ait veya ilgili olan

GADOLINIUM : English Turkish

n. gadolinyum

GADZOOKERY : English Turkish

n. gadzookery, (İngiltere İngilizcesi) arkaizmler kullanımı (edebiyatta)

GADZOOKS : English Turkish

interj. şaşkınlık ifadeleri, (Eski kullanım) sürpriz ifade eden haykırış, ılımlı yemin ifade eden nida

GAEA : English Turkish

n. Gaea, (Yunan Mitolojisi) Uranüs'le evlenen yeryüzü tanrıçası

GAEL : English Turkish

n. Kelt, İrlandalı, İskoçyalı

GAELIC : English Turkish

adj. Kelt, İskoçyalı, İrlandalı

GAELIC : English Turkish

n. Keltçe

GAELIC FOOTBALL : English Turkish

n. Gal futbolu, 15 oyuncu ile oynanan her takımın kaleye bağlı ağı olan ve amaç topu ağa ya da kale üst direği üzerinden geçirmek, yumruk ile vurmak ya da sürmektir olan futbol tarzı (genellikle İrlanda’da oynanır)

GAFF : English Turkish

n. zıpkın, işkence, azap, zorluk, palavra, hile, kusur, gaf, pot, dövüş horozuna takılan çelik mahmuz, ucuz gösteri tiyatrosu

GAFFE : English Turkish

n. gaf, pot kırma, çam devirme, hata

GAFFER : English Turkish

n. moruk, yaşlı adam, şef, müdür

GAG : English Turkish

n. tıkaç, ağız tıkacı, ameliyatta ağıza takılan alet, mecliste konuşmaların son bulması, komik söz, güldürücü şey, eğlence

GAG : English Turkish

v. ağzını tıkamak, susturmak, kusturmak, kusacak gibi olmak, öğürmek, komiklik yapmak, espri yapmak

GAG A PERSON : English Turkish

v. bir kimsenin ağzını tıkamak, konuşmayı veya başka sesleri engellemek için bir kişinin ağzına veya ağzının üzerine bir şey koymak

GAG BIT : English Turkish

n. gem

GAG LAW : English Turkish

konuşmayı sınırlandıran kanun, serbest konuşma özgürlüğünün resmi olarak kısıtlanması (mecliste, medyada, vs.)

GAG ORDER : English Turkish

yayın yasağı, yayınlama yasağı, yasal duruşma ile ilgili ayrıntıların yayınlanmasını yasaklayan mahkeme kararı

GAG RULE : English Turkish

konuşmayı kısıtlayan kural, serbest konuşma özgürlüğünün resmi olarak kısıtlanması (mecliste, medyada, vs.)

GAG UP : English Turkish

v. oyuna kendinden espriler katmak

GAGA : English Turkish

adj. bunak, moruk, aptal, deli