Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GAMMA AMINOBUTYRIC ACID : English Turkish

n. gama aminobutirik asit, merkezi sinir sisteminde bulunan amino asit; süpresif nörotransmiter görevi olan amino asit, GABA

GAMMA RAYS : English Turkish

gama ışınları

GAMMER : English Turkish

n. yaşlı kadın, kocakarı

GAMMON : English Turkish

n. domuz budu, hile, yalan, dalavere, zırva, saçma lâf, tiringa halatı

GAMMON : English Turkish

v. aldatmak, kandırmak, dolandırmak, tavlada yenmek, boş konuşmak

GAMMONING : English Turkish

n. gammoning, gemi direğinin ön ipinin yukarı kalmasını önlemek için gemi cıvadrasının başına kadar bağlı olduğu ip veya demir (Denizcilik); birinden çıkar sağlama veya kandırma eylemi

GAMMY : English Turkish

adj. sakat, aksak

GAMOGENESIS : English Turkish

n. gamojenez, eşeyli üreme (Biyoloji)

GAMOGENETIC : English Turkish

adj. gamojenez ile ilgili, eşeyli üreme ile ilgili; eşeyli üreme ile çoğaltan

GAMOGENETICALLY : English Turkish

adv. üreme yolu ile, cinsel reprodüksiyon ile, eşeyli üreme yoluyla

GAMONE : English Turkish

n. gamon, üreme hücresi salgılama (Biyoloji)

GAMP : English Turkish

n. işe yaramaz şemsiye, yaşlı ve yararsız hastabakıcı

GAMUT : English Turkish

n. gam [müz.], uçtan uca dizi, baştan sona her şey

GAMY : English Turkish

adj. cesur, gözüpek, av eti

GAMY TASTE : English Turkish

n. av eti tadı

GAN OR : English Turkish

Gan Or, güney Gazze’de dini moshav yerleşim yeri

GAN SHMUEL : English Turkish

Gan Shmuel, Hadera şehrine yakın olan kibutz (İsrail)

GANDA : English Turkish

n. Ganda, Uganda'da konuşulan Bantu dili, Luganda

GANDER : English Turkish

n. kaz, erkek kaz, ahmak, bakış, göz atma

GANDHI : English Turkish

n. Gandhi, Hint soyadı; Mohandas "Mahatma" Gandhi (
1948), Hindistanlı milliyetçi, Hindu ruhani lider, sosyal devrimci; Indira Nehru Gandhi (
1984), Hindistan başbakanı (
1977,
1984)

GANEF : English Turkish

n. hırsız, (Eskenazi dilinde) hırsız (Argo); ahlaksız fırsatçı

GANG : English Turkish

n. ekip, grup, çete, sürü, takım

GANG : English Turkish

v. harekete geçmek, birleşmek

GANG BANG : English Turkish

gang bang, karmaşık bir ürünü hızlı bir şekilde bitirmek için birçok programcı kullanma (Bilgisayar); birkaç kişinin bir kişiyle cinsel ilişkiye girdiği durum (Halk Argosu); toplu tecavüz (Halk Argosu)

GANG BOSS : English Turkish

n. ekip başı, postabaşı