English
GAS-PLASMA DISPLAY : English Turkish
gaz plazma ekranı, ekranın süper enerji verilmiş neon gazı ile doldurulmuş olduğu ve ekran kalitesini kontrol etmek için her pikselin transistoru olan düz ekran monitörler ve televizyonlarda kullanılan ekran türü
GASBAG : English Turkish
n. gaz torbası, palavracı, lafebesi, geveze, boş konuşan kimse
GASCON : English Turkish
n. Gaskonili kimse, Gaskoni'den olan (güneybatı Fransa'da eski vilâyet); Gaskoni'de konuşulan Fransız lehçesi
GASCON : English Turkish
n. palavracı kimse, övünen kimse; hava atan kimse; böbürlenen kimse
GASCONADE : English Turkish
n. övünme, övüngenlik; aşırı övünme; kibir, kendini beğenme
GASCONADE : English Turkish
v. övünmek, böbürlenmek, yüksekten atmak, methetmek, övmek, gösteriş yapmak
GASCONY : English Turkish
n. Gaskoni, güneybatı Fransa'da bir bölge
GASEOUS : English Turkish
adj. gazlı, gaz gibi, gaz, boş
GASEOUSLY : English Turkish
adv. gaz şeklinde, gaz gibi, gaz biçiminde
GASEOUSNESS : English Turkish
n. gaz yoğunluğunda olma durumu, gaz halinde olma durumu
GASFIELD : English Turkish
n. doğalgaz tarlası, yeraltında doğalgaz bulunan bölge
GASH : English Turkish
v. kesmek, yarık açmak
GASH : English Turkish
n. kesik, bıçak yarası, kertik, yarık
GASHED : English Turkish
adj. yaralı, kesik, yarılmış, yırtılmış
GASIFICATION : English Turkish
n. gaz haline getirme
GASIFIER : English Turkish
n. gazlaştırıcı, katı malzemeyi gaza dönüştüren aygıt; yanıcı gazlar üretimine yardımcı olmak için kontrollü hava girişi olan ocak türü
GASIFORM : English Turkish
adj. gaz halinde, gazlı
GASIFY : English Turkish
v. gaz haline getirmek
GASKET : English Turkish
n. conta
GASKIN : English Turkish
n. gaskin, atın arka ayak kısmının bir parçası; conta, mühür
GASLIGHT : English Turkish
n. havagazı ışığı
GASLIGHTER : English Turkish
n. havagazı çakmağı, çakmak
GASLIT : English Turkish
adj. gazla aydınlanan, gazla yakılan; gaz ışığının çok kullanıldığı döneme ait ilgili veya benzer olan
GASMAN : English Turkish
n. havagazı memuru, havagazı tesisatçısı
GASOGENE : English Turkish
n. gazoz yapan alet, gaz üreticisi, basınçlı şişe; küçük ölçekte soda veya gazlı sıvılar yapmak için kullanılan taşınabilir aygıt
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani