Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GO TO TOWN : English Turkish

âlem yapmak

GO TO WAR : English Turkish

savaşa girmek, savaş başlatmak

GO TO WASTE : English Turkish

oşa gitmek, çöpe gitmek

GO TO WRACK : English Turkish

harap olmak, bakımsızlıktan dökülmek

GO TOGETHER : English Turkish

yakışmak, uymak, gitmek, çıkmak, flört etmek

GO TOO FAR : English Turkish

ileriye gitmek, haddini aşmak, kadar ileri gitmek, ileri gitmek

GO UNDER : English Turkish

atmak, iflas etmek, bozulmak

GO UNDER THE HAMMER : English Turkish

açık artırma ile satılmak, müzayede ile satılmak

GO UNDERGROUND : English Turkish

v. gizli iş çevirmek, gizlenmek

GO UNHEARD : English Turkish

v. dikkate alınmamak, üzerinde durulmamak, duyulmamak

GO UNHEEDED : English Turkish

v. ihmal edilmek, önemsenmemek

GO UNPUNISHED : English Turkish

v. cezasız kalmak, ceza almamak

GO UP : English Turkish

yükselmek, artmak, açılmak (perde), havaya uçmak, patlamak, yükseğine gitmek (okul), londra'ya gitmek

GO UP LIKE A ROCKET AND COME DOWN LIKE A STICK : English Turkish

hızla yükselip hızla düşmek, başarının zirvesinden ümitsizliğin derinliklerine kadar

GO WELL : English Turkish

iyi gitmek

GO WEST : English Turkish

atıya gitmek, ölmek, gebermek, mahvolmak

GO WINDOW SHOPPING : English Turkish

v. vitrinlere bakmak

GO WITH : English Turkish

irlikte gitmek, eşlik etmek, çıkmak, flört etmek, katılmak, uymak, yolundan gitmek

GO WITH A SWING : English Turkish

salınarak gitmek, yolunda gitmek, tıkırında olmak

GO WITH THE CURRENT : English Turkish

suyun akarına gitmek, akıntı yönünde yüzmek; sürüye katılmak, uymak

GO WITH THE FLOW : English Turkish

uymak, her şeyi olduğu gibi kabul etmek

GO WITH THE TIDE : English Turkish

akarına gitmek, geçerli duruma uymak, peşinden gitmek

GO WITHOUT : English Turkish

yoksun olmak, vazgeçmek, caymak, bırakmak

GO WITHOUT SAYING : English Turkish

aşikar olmak, anlaşılır olmak, belli olmak

GO WOOLGATHERING : English Turkish

hayallere dalmak, hayal kurmak, düşüncelerine dalmış olmak