English
GOMPHOSIS : English Turkish
n. gomfozis, iki parçanın yerinden oynamaz birleşme yeri (örneğin, diş çukurundaki diş)
GOMROON : English Turkish
n. gomroon, beyaz Çin porselenine benzetilmek veya taklidi olarak İran’da ve başka yerlerde de yapılan bir tür beyaz çömlek işi, gombroon
GON : English Turkish
suff. açılı, köşeli, gen
GONAD : English Turkish
n. gonad, eşeysel bez, erbezi, yumurtalık
GONADAL : English Turkish
adj. gonadal, cinsiyet bezleri ile ilgili
GONADOTROPHIC : English Turkish
adj. gonadotropik, yumurtalıkların veya testislerin gelişimini veya etkinliğini uyaran madde ile ilgili (Kimya)
GONADOTROPHIN : English Turkish
n. gonadotropin, yumurtalıkların veya testislerin gelişimini veya etkinliğini uyaran madde (Kimya)
GONADOTROPIC : English Turkish
adj. gonadotropik, yumurtalıkların veya testislerin gelişimini veya etkinliğini uyaran madde ile ilgili (Kimya)
GONADOTROPIN : English Turkish
n. gonadotropin, yumurtalıkların veya testislerin gelişimini veya etkinliğini uyaran madde (Kimya)
GONARTHROCACE : English Turkish
n. gonarthrocace, (Tıp) tüberküloz arteritinin neden olduğu dizde beyaz şişme
GONDOLA : English Turkish
n. gondol, balon sepeti, düz dipli mavna, açık yük vagonu
GONDOLA CAR : English Turkish
açık yük vagonu
GONDOLIER : English Turkish
n. gondolcu
GONDOR : English Turkish
n. Gondor, Orta dünya'da hayali insan ülkesi (J. R. R. Tolkien’in kurgusal kâinatında)
GONE : English Turkish
adj. gitmiş, yok olmuş, kayıp, bozulmuş, bozuk, mahvolmuş, ölmüş, geçkin, geçmiş, ilerlemiş, heyecanlı, kendinden geçmiş, sevdalanmış, aşık, hamile, ümitsiz
GONE FOR A BURTON : English Turkish
heba olmuş, (Argo) eksik, kırık; (İngiltere Argosu) silahla vurulmuş, ölmüş
GONE FOR NOW : English Turkish
Şimdilik gittim, şu anda burada değilim, GFN (İnternet sohbet argosu)
GONE FOREVER : English Turkish
ebediyen gitmiş, bir daha dönmemek üzere gitmiş
GONE MAN : English Turkish
gidici kimse, ölmek üzere olan kimse, ölü kadar değerli olan kimse, önemsiz kimse
GONE OUT : English Turkish
adj. sönmüş
GONE THROUGH THE ROOF : English Turkish
tavan yapmak, fırlamak, çok yükselmek, çok büyük hızla artmak
GONE WILD : English Turkish
çıldırmış, küplere binmiş; çılgına dönmüş
GONE WITH THE WIND : English Turkish
n. Rüzgâr Gibi Geçti, 1936'da Margaret Mitchell tarafından İç Savaş hakkında yazılan Pulitzer Ödülü alan roman; Clark Gable ve Vivien Leigh'ın başrollerde oynadıkları Akademi Ödülü alan film (Margaret Mitchell tarafından yazılan romana dayanan)
GONEN : English Turkish
n. Gonen, erkek ismi (İbranice)
GONENESS : English Turkish
n. güçsüzlük, zayıflık, kuvvetsizlik, açlık nedeniyle zayıflık; bitkin olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani