English
GOSSIP : English Turkish
n. dedikodu, gevezelik, hoşbeş, dedikoducu kimse
GOSSIP : English Turkish
v. dedikodu yapmak, çene çalmak, gevezelik etmek
GOSSIP COLOUMNIST : English Turkish
n. dedikodu yazarı
GOSSIP COLUMN : English Turkish
dedikodu köşesi, ünlü kişiler hakkında boş vakit sohbeti içeren gazete sütünü
GOSSIP COLUMNIST : English Turkish
n. dedikodu köşesi yazarı, ünlüler ve insanların özel hayatları hakkında dedikodu köşesi yazan gazeteci
GOSSIP COLUMNS : English Turkish
dedikodu köşeleri, gazetelerde veya dergilerde insanların özel hayatları hakkında bilgiler içeren sütunlar
GOSSIP WRITER : English Turkish
n. dedikodu yazarı, dedikodu köşesi yazarı, ünlüler ve insanların özel hayatları hakkında dedikodu köşesi yazan gazeteci, sansasyonel materyal veya dedikodu yazan köşe yazarı
GOSSIPER : English Turkish
n. dedikoducu, dedikodu yapan kimse, dedikodular yayan kimse
GOSSIPING : English Turkish
n. dedikoduculuk, diğer insanların özel ilişkileri hakkında olan konuşma, dedikodular yayan boş konuşma
GOSSIPMONGER : English Turkish
n. dedikoducu
GOSSIPPER : English Turkish
n. dedikoducu
GOSSIPRY : English Turkish
n. dedikodu, hoşbeş, söylenti, diğer insanların özel ilişkileri hakkında olan boş konuşma; bir kişi ve ona parasal kaynak sağlayanlar ile arasındaki yakınlık; manevi ilişki veya yakınlık; benzersiz yakınlık
GOSSIPY : English Turkish
adj. dedikoducu, boşboğaz, geveze, dedikodulu
GOSSOON : English Turkish
n. delikanlı [İrl.], genç [İrl.]
GOSTIVAR : English Turkish
n. Gostivar, Makedonya'da bir şehir
GOT A BAD REPUTATION : English Turkish
adı kötüye çıkmış, ahlaksız kişiliği olduğu düşünülen
GOT A BLACK EYE : English Turkish
gözü morartılmış, gözü etrafındaki deri zedelenmiş
GOT A NEGATIVE ANSWER : English Turkish
olumsuz cevap aldı, “hayır” denildi, ters cevap aldı; muhalif cevap aldı
GOT A RECEIPT : English Turkish
makbuz aldı, fiş aldı
GOT A SLAP IN THE FACE : English Turkish
şamar yedi, başka biri tarafından incitildi
GOT A TRAFFIC TICKET : English Turkish
trafik cezası aldı, trafik kurallarını ihlal ettiği için ceza aldı
GOT ALL EXCITED : English Turkish
çok heyecanlandı, çok duygulandı, coşkuluydu, telaşlandı, tahrik oldu
GOT AN ELECTRIC SHOCK : English Turkish
elektrik akımına kapıldı, elektrik çarptı
GOT AN EXTENSION : English Turkish
mehil aldı, erteleme aldı, geciktirme süresi aldı, vade aldı
GOT AN INVITATION : English Turkish
davetiye aldı, davet edildi, bir olaya katılması için davet edildi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani