Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GRAND : English Turkish

adj. büyük, ulu, muhteşem, önemli, soylu, asil, ağırbaşlı, ana, baş, genel

GRAND : English Turkish

pref. büyük

GRAND AUNT : English Turkish

üyük teyze veya hala, birinin annesinin veya babasının teyzesi veya halası

GRAND CANYON : English Turkish

Büyük Kanyon, dünyanın doğal harikalarından biri olan Colorado nehrinin çok derin geçidi (kuzey Arizona'da bulunan, ABD)

GRAND CENTRAL STATION : English Turkish

çok yoğun yer, (Argo) çok işlek yer, kalabalık yer

GRAND COST : English Turkish

ana tutar, toplam masraf, son masraf

GRAND DUCHY : English Turkish

n. grandüklük, dük veya düşes tarafından yönetilen bölge

GRAND DUCHY OF LUXEMBOURG : English Turkish

n. Lüksemburg Büyük Dukalığı, Lüksemburg, kuzeybatı Avrupa'da bir ülke

GRAND DUKE : English Turkish

n. grandük, çarın oğlu

GRAND INQUISITOR : English Turkish

n. engizisyon mahkemesi başkanı

GRAND JURY : English Turkish

jüri, jüri heyeti

GRAND LARCENY : English Turkish

n. büyük hırsızlık

GRAND MASTER : English Turkish

üyük üstat, şampiyon

GRAND MISTAKE : English Turkish

önemli hata, büyük hata, müthiş hata

GRAND NATIONAL : English Turkish

n. liverpool at yarışı

GRAND OLD MAN : English Turkish

n. saygın yaşlı adam

GRAND OLD PARTY : English Turkish

cumhuriyetçi parti

GRAND OPERA : English Turkish

ciddi konulu opera, opera

GRAND PIANO : English Turkish

kuyruklu piyano

GRAND PRIX : English Turkish

grand prix, birincilik ödülü (Fransızca); uluslararası at yarışı; uluslararası araba yarışı

GRAND PRIX RACING : English Turkish

n. Grand Prix yarışları, uluslararası araba yarışı türü

GRAND RAPIDS : English Turkish

n. Grand Rapids, mobilya üretim merkezi olarak ünlü olan Michigan eyaletinde bir şehir (ABD)

GRAND REBBE : English Turkish

n. grand rebbe , çok büyük saygı duyulan haham

GRAND SEIGNEUR : English Turkish

osmanlı padişahı, beylerbeyi, asil beyefendi

GRAND SEIGNIOR : English Turkish

n. osmanlı padişahı, beylerbeyi, asil beyefendi