Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GREASEWOOD : English Turkish

n. greasewood, yağ veren dikenli çalı türü (batı Kuzey Amerika’nın çöl bölgelerine özgü olan)

GREASILY : English Turkish

adv. yağlanmış bir şekilde, yağdan oluşan bir şekilde, yağlı bir biçimde

GREASINESS : English Turkish

n. yağlılık, kayganlık, vıcık vıcık olma, yağcılık

GREASING : English Turkish

n. yağlama, yağ sürme, yağ sürülme

GREASY : English Turkish

adj. yağlı, kaygan, yapışkan, yağcı, kaypak, ele avuca sığmaz, civa gibi

GREASY SPOON : English Turkish

ucuz ve pis lokanta

GREAT : English Turkish

adj. büyük, önemli, ulu, muazzam, ünlü, hevesli, iyi, çok iyi, mükemmel

GREAT : English Turkish

interj. harika

GREAT : English Turkish

pref. büyük

GREAT AGITATION : English Turkish

n. heyhey

GREAT AMOUNT : English Turkish

üyük miktar, çok büyük tutar, korkunç miktar

GREAT AND SMALL : English Turkish

üyük küçük herkes, herkes, büyükten küçüğe kadar

GREAT AUNT : English Turkish

n. büyük teyze veya büyük hala, birinin babasının veya annesinin teyzesi veya halası, grandaunt

GREAT BEAR : English Turkish

n. büyükayı [astr.], büyükayı takımyıldızı [astr.], arabacı takımyıldızı [astr.]

GREAT BIBLE : English Turkish

Büyük İncil, Kral VIII. Henry'nin İngiliz Kilisesi ayinlerinde yüksek sesle okuma yetkisi verdiği Kutsal İncil'in ilk yetkili baskısı (1537'de Myles Coverdale tarafından yayımlanmıştır)

GREAT BRITAIN : English Turkish

üyük britanya, İngiltere, Ingiltere Iskoçya ve Gal

GREAT CALORIE : English Turkish

üyük kalori, bin kalori, bir litre su sıcaklığını bir derece ile artırmak için gereken ısı miktarı

GREAT CHARTER : English Turkish

magna karta, büyük ferman (İng.)

GREAT DAMAGE : English Turkish

üyük hasar, çok büyük zarar, korkunç zarar

GREAT DANE : English Turkish

n. danua

GREAT DEAL OF : English Turkish

adv. büyük miktarda, epey, çok fazla

GREAT DISTANCES : English Turkish

çok uzak mesafeler, çok büyük mesafeler, korkunç mesafeler

GREAT DISTRESS : English Turkish

üyük stres, aşırı üzüntü, aşırı ıstırap, büyük acı, büyük endişe

GREAT DOG : English Turkish

Büyük Köpek, Canis Major, gök ekvatoruna yakın olan takım yıldızı

GREAT EATER : English Turkish

adj. boğazlı