Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GREAT STORY : English Turkish

güzel hikaye, harika öykü, iyi hikaye, mükemmel masal

GREAT SUCCESS : English Turkish

çok büyük başarı, büyük başarı, muazzam başarı

GREAT SUFFERING : English Turkish

çok büyük acı, büyük acı veya zorluk

GREAT TALKER : English Turkish

n. lafebesi

GREAT TALKERS ARE LITTLE DOERS : English Turkish

çok konuşup az iş yapan insanlar, diğerlerine bir şeyler öğretmek amacıyla çok konuşan ancak o sırada fazla iş yapmayan insanlar

GREAT TASTE : English Turkish

çok güzel lezzet, mükemmel lezzet, eşsiz tat

GREAT TEAM : English Turkish

üyük takım, mükemmel takım

GREAT TIT : English Turkish

n. büyük baştankara

GREAT TSUNAMI OF DECEMBER 26TH 2004 : English Turkish

n. 26 Aralık 2004 Büyük Tsunamisi, depremin neden olduğu ve 8 ülkede ve 2 kıtada 225 000 kaybın olduğu 26 Aralık 2004'te meydana gelen yıkıcı tsunami (Tayland, Hindistan, Endonezya, Malezya, Maldiv Adaları, Seyşel Adaları, Somali ve Sri Lanka), 2004 Tsunamisi

GREAT WALL : English Turkish

n. çin seddi

GREAT WALL OF CHINA : English Turkish

çin seddi

GREAT WAR : English Turkish

irinci dünya savaşı, dünya savaşı

GREAT WAR HISTORICAL SOCIETY : English Turkish

Büyük Savaş Tarih Kurumu, I. Dünya Savaşı tarihini düzenlemek için kurulan uluslararası örgüt (Kaliforniya, ABD'de bulunan), GWHS

GREAT WEALTH : English Turkish

üyük servet, büyük zenginlik, büyük sermaye, büyük varlık

GREAT WEN : English Turkish

londra

GREAT WISDOM : English Turkish

üyük bilgelik, büyük zeka, engin bilgi, büyük kavrayış

GREAT-GRANDDAUGHTER : English Turkish

torununun kızı, erkek veya kız yeğenin kızı, dördüncü kuşak kız torun

GREAT-GRANDSON : English Turkish

torununun oğlu, erkek veya kız yeğenin oğlu, dördüncü kuşak erkek torun

GREATAUNT : English Turkish

n. büyük teyze veya büyük hala, birinin babasının veya annesinin teyzesi veya halası, grandaunt

GREATCOAT : English Turkish

n. palto, asker parkası

GREATCOATED : English Turkish

adj. kalın palto giymiş, kışlık palto giymiş

GREATEN : English Turkish

v. büyütmek, büyümek

GREATER : English Turkish

adj. daha büyük, boyut veya alan olarak daha geniş; daha önemli olan

GREATER ANTILLES : English Turkish

n. Büyük Antiller, Karayıp Denizi'nde bulunan adalar grubu

GREATER BEAR : English Turkish

n. büyükayı takımyıldızı [astr.], arabacı takımyıldızı [astr.], büyükayı [astr.]