English
GRECIZE : English Turkish
v. yunanlaştırmak, Yunan özellikleri vermek; Yunan geleneklerine uymak; Yunancaya çevirmek
GRECO : English Turkish
n. Greco, soyadı; El Greco (
1614), Yunanistan doğumlu İspanyol dini konular ressamı, "Varsayım"ın ressamı; José Greco (
2000), İtalya'da doğan ABD'li Flamenko dansçısı ve koreograf
GRECO : English Turkish
pref. grek, Yunan; Yunanistan’la ilgili
GRECO-ROMAN : English Turkish
n. Greko-romen, güreşçinin yıkma sağlamak için belden aşağı tutmaya ve ayakları kullanmaya izin verilmeyen güreş biçimi
GREECE : English Turkish
n. Yunanistan
GREED : English Turkish
n. hırs, açgözlülük, oburluk
GREEDILY : English Turkish
adv. açgözlülükle, hırslı bir şekilde, istekli bir şekilde, paragöz bir şekilde, bencilce, doyumsuz bir şekilde
GREEDINESS : English Turkish
n. hırs, açgözlülük, oburluk
GREEDY : English Turkish
adj. hevesli, hırslı, pisboğaz, tamahkâr, açgözlü, gözü aç, doyumsuz, obur
GREEDY FOR : English Turkish
hırslı, aç
GREEK : English Turkish
n. Yunanlı, Yunan, Rum, Yunanca
GREEK : English Turkish
adj. Yunan, Yunanistan'a ait
GREEK CATHOLIC : English Turkish
Yunan Katolik, Yunan Ortodoks Kilisesi üyesi
GREEK CHOIR : English Turkish
Yunan korosu, Yunan oyunlarında oynayan grup
GREEK CHURCH : English Turkish
ortodoks kilisesi
GREEK CROSS : English Turkish
yunan haçı, dört kolu eşit haç
GREEK GIFT : English Turkish
zarara uğratmak için verilen hediye
GREEK LOVE : English Turkish
n. Yunan sevişmesi, (Argo) anal cinsel ilişki
GREEK MYTHOLOGY : English Turkish
Yunan mitolojisi, çok sayıda Tanrı hikâyeleri içeren eski Yunanistan zamanından öyküler derlemesi
GREEK ORTHODOX CHRISTIAN : English Turkish
Yunan Ortodoks Hristiyan, Yunan Ortodoks Kilisesi üyesi
GREEK SALAD : English Turkish
grek salata
GREEK TAVERN : English Turkish
Yunan tavernası, Yunanistan'da şarap ve yiyecek servisi yapılan lokanta
GREEK TRAGEDY : English Turkish
Yunan trajedisi, kahramanın felâket ile karşılaştığı eski Yunan oyunları
GREEN : English Turkish
n. yeşil, çimenlik, yeşil alan, yeşillik, golf sahası, gençlik, zindelik, para
GREEN : English Turkish
adj. yeşil, taze, ham, yeni, genç, toy, acemi, rengi atmış, hasta görünen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani