Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GREATER CELANDINE : English Turkish

n. kırlangıçotu

GREATER DOG : English Turkish

üyük köpek burcu [astr.]

GREATER GOOD : English Turkish

çoğunluğun yararına olan iyilik, çoğu insanın yararına olan bir şey, tüm halk için olan avantaj

GREATER ISRAEL : English Turkish

Büyük israil, Eski Ahit'te Tanrı tarafından verilen eski İsrail sınırları

GREATER JERUSALEM : English Turkish

Büyük Kudüs, tüm çevre banliyölerini ve olaylarını içeren Kudüs şehri

GREATER PART : English Turkish

daha büyük bölüm, çoğunluk, büyük kısım, çoğu

GREATEST : English Turkish

adj. azami

GREATEST COMMON DIVISOR : English Turkish

n. en büyük ortak bölen, verilen sayılar dizisinin her birini eşit miktarda bölen en büyük sayı (Matematik)

GREATHEARTED : English Turkish

adj. yüce gönüllü, cömert, yüce ruhlu

GREATHEARTEDLY : English Turkish

adv. cömertçe, eli açık bir şekilde

GREATHEARTEDNESS : English Turkish

n. cömertlik, büyüklük, yücelik

GREATLY : English Turkish

adv. çok, çokça, adamakıllı

GREATNESS : English Turkish

n. büyüklük, azamet

GREATNESS OF MIND : English Turkish

üyük zekalılık, akıllılık, kavrama, zeka

GREATS : English Turkish

n. bitirme sınavı (oxford üniv.)

GREAVE : English Turkish

n. baldır zırhı

GREAVES : English Turkish

n. donyağı tortusu

GREBE : English Turkish

n. yumurta piçi, dalgıçkuşu

GREBO : English Turkish

n. grebo, (Argo) kaba herif

GRECIAN : English Turkish

n. eski Yunanlı

GRECIAN : English Turkish

adj. Grek, Yunan, eski yunan

GRECIAN NOSE : English Turkish

Yunan burnu, Yunan heykellerindeki ideal klasik burun

GRECIAN PROFILE : English Turkish

yunan profili, Yunan heykellerinde şekillendirildiği gibi klasik profil stili

GRECIANIZE : English Turkish

v. Yunanlaşma, Yunan geleneklerine uyma

GRECISM : English Turkish

n. Yunancılık, Yunan stili; başka dilde kullanılan Yunan dilinin şivesi; Yunan özellikleri ya da ruhu (Yunan sanatları, kültürü, mimarisi ve felsefesiyle ilgili olarak)