English
GREMLIN : English Turkish
n. cin, uçak kazasına neden olduğuna inanılan minik cin
GRENACHE : English Turkish
n. Grenache, şarap yapımında kullanılan çeşitli üzümler
GRENADA : English Turkish
n. Grenada, Batı Hint Adaları'nda bulunan ada ülkesi; Kaliforniya'da kasaba (ABD); Mississippi'de şehir (ABD)
GRENADE : English Turkish
n. el bombası, yangın söndürücü madde dolu cam tüp
GRENADE LAUNCHER : English Turkish
omba atar, tüfeğe takılmış olan ve küçük patlayıcılar atmak için kullanılan alet (Askeri)
GRENADE MACHINE GUN : English Turkish
el bombası atan makineli tüfek, art arda el bombaları ateşleyen otomatik silah (bir insanın atabileceğinden daha uzak mesafeye)
GRENADIAN : English Turkish
n. Grenadalı, Grenada yerlisi ya da sakini
GRENADIAN : English Turkish
adj. Grenada'ya özgü, Grenada'ya ait ya da ilgili olan; Grenada ve halkının özelliği
GRENADIER : English Turkish
n. el bombası atan asker
GRENADILLA : English Turkish
n. bir meyve türü, granadilla
GRENADINE : English Turkish
n. nar şurubu, ipekli incecik kumaş
GREP : English Turkish
Evrensel Düzenli İfade Yazıcısı, bir dosyada özel karakter dizgisi ya da metin yapısı aramak için kullanılan UNIX komutası
GRESHAM : English Turkish
n. Gresham, Oregon'da bir şehir (ABD); soyadı; Thomas Gresham (
1579), İngiliz yatırımcı ve tüccar
GRESHAM'S LAW : English Turkish
n. Greşam kanunu, (Ekonomi) düşük fıtri değeri olan para biriminin kullanılacağı ve daha yüksek fıtri değeri olan paranın ise biriktirileceği için kötü paranın iyi parayı tedavülden kaldırdığını belirten prensip (Thomas Gresham'ın ismi verilen)
GRESSORIAL : English Turkish
adj. yürümeye uygun, yürüyüş
GRETA : English Turkish
n. Greta, kadın ismi
GRETA GARBO : English Turkish
n. Greta Garbo, (
1990) İsveç doğumlu Amerikalı kadın oyuncu
GRETEL : English Turkish
n. Gretel, kadın ismi
GRETNA GREEN : English Turkish
n. Gretna Green, günel İskoçya'da bulunan küçük kasaba; aileleri ya da korumaları evlenmelerine karşı çıktıklarında genç İngiliz çiftlerin evden kaçmak için geldikleri kötü şöhreti olan nalbandın yeri (~
1854); çiftlerin evden kaçmak için geldikleri yer
GRETNA GREEN MARRIAGE : English Turkish
formalitesiz evlilik, İskoçya'da kıyılan formalite gerektirmeyen nikâh
GRETZKY : English Turkish
n. Gretzky, soyadı; Wayne Gretzky (1961 doğumlu), tüm zamanların önde gelen hokey oyunu golcüsü sayılan Kanadalı hokey oyuncusu
GREW A MUSTACHE : English Turkish
ıyık bıraktı, dudak üstünde bulunan tüyleri uzatmak
GREW FRIGHTENED : English Turkish
korktu, ödü koptu, paniğe kapıldı, büyük korku yaşadı
GREW TALLER : English Turkish
oyu uzadı, yükseklik bakımından uzadı
GREW UP : English Turkish
üyüdü, yaşlandı,olgunlaştı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani