Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GRIDLOCKED : English Turkish

adj. tıkanmış durumda olan, bir kavşakta tamamen trafikte sıkışmış ve hareket etmez halde olan

GRIDWORK : English Turkish

n. karelere bölünmüş yapısı olan nesne, kafesli yapısı olan nesne, parmaklıklar şeklinde yapısı olan obje

GRIEF : English Turkish

n. acı, üzüntü, dert, gam, keder

GRIEF STRICKEN : English Turkish

adj. dertli, bedbaht, tâlihsiz

GRIEF-STRICKEN : English Turkish

dertli, kederli, acı ve keder içinde olan (genellikle bir yakınının ölümü nedeniyle)

GRIEVANCE : English Turkish

n. dert, sorun, şikâyet, yakınma, kindarlık, kincilik

GRIEVE : English Turkish

v. üzmek, kederlendirmek, dert vermek, üzülmek

GRIEVE FOR : English Turkish

-için üzülmek,
için yas tutmak, ağıt yakmak, hayıflanmak, yakınmak,
için ağlamak

GRIEVED FOR HIM : English Turkish

onun için üzüldü, onun yasını tuttu, onun için çok üzüldü

GRIEVER : English Turkish

n. matem tutan kimse, yaslı kimse, ağıt yakan kimse; üzgün olan kimse

GRIEVING : English Turkish

adj. matem tutan, yaslı, ağıt yakan, üzülen

GRIEVINGLY : English Turkish

adv. yas tutarak, üzüntüyle, kederle

GRIEVOUS : English Turkish

adj. üzücü, feci, ağır, acı, iğrenç

GRIEVOUSLY : English Turkish

adv. üzücü bir şekilde, acı vey kedere neden olan bir şekilde; alçakça

GRIEVOUSNESS : English Turkish

n. acı olma, zor durum

GRIFF : English Turkish

n. haber, bilgi

GRIFFE : English Turkish

n. griffe, kolon ayağındaki süslemeler (Mimarlık); farklı ırklardan ebeveynleri olan çocuk, siyah ve melez kişilerden veya siyah ve Kızılderili kişilerden doğan çocuk

GRIFFIN : English Turkish

n. kızıl akbaba, kartal başlı aslan gövdeli ejderha, hindistan'a yeni gelmiş avrupalı, haber, bilgi

GRIFFIN VULTURE : English Turkish

n. kızıl akbaba

GRIFFITH : English Turkish

n. Griffith, erkek ismi; soyadı

GRIFFON : English Turkish

n. kızıl akbaba, grifon, kısa ve sert kıllı bir köpek

GRIFFON VULTURE : English Turkish

kızıl akbaba

GRIFT : English Turkish

n. dolandırıcılık

GRIFTED : English Turkish

adj. dolandırma ile elde edilmiş, hile ile alınmış, yalan beyan ile elde edilmiş

GRIFTER : English Turkish

n. dolandırıcı, üçkâğıtçı