Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GRUME : English Turkish

n. pıhtı, kan pıhtısı

GRUMMET : English Turkish

n. ip halka, ilik, kopça gözü

GRUMOUS : English Turkish

adj. pıhtılaşmış, pıhtı gibi, düğümlü [bot.]

GRUMP : English Turkish

n. homurdanan kimse, söylenen kimse, huysuz tip

GRUMPILY : English Turkish

adv. dırdırcı bir şekilde; sinirli bir şekilde; somurtkan bir biçimde

GRUMPINESS : English Turkish

n. somurtkanlık, suratsızlık

GRUMPS : English Turkish

n. somurtkanlık, suratsızlık

GRUMPY : English Turkish

adj. huysuz, ters, dırdırcı, homurdanıp duran, somurtkan

GRUNDYISM : English Turkish

n. Grundyism, gelenekçilik, muhafazakârlık; erdemlilik taslama, alçak gönüllülük

GRUNEWALD : English Turkish

n. Grunewald, Matthias Grunewald (d.
1528, Mathis Gothart Neithart olarak doğan), dini resimleriyle ünlü olan Alman Rönesans ressamı; soyadı

GRUNGE : English Turkish

n. atık, çöp, değersiz şey, düşük kalitede olan bir şey; nihilizme ait şarkı sözleriyle tanımlanan rock müziği tarzı; grunge müzisyenleri ile ilgili olan moda tarzı

GRUNGE MUSIC : English Turkish

n. grunge müziği, kaba gitar akordu sık sık tekrarlanan ağır müzikal bağları ve davul çalmaları ile karakterize edilen rock müziği tarzı

GRUNGY : English Turkish

adj. pasaklı, dağınık, pis, kirli, iğrenç; grunge müziği veya tarzına ait veya ilgili

GRUNION : English Turkish

n. grunion, Kaliforniya sahillerine özgü küçük yenilebilir

GRUNT : English Turkish

n. domuz homurtusu, homurtu, hırıltı

GRUNT : English Turkish

v. domuz gibi homurdanmak, homurdanmak, oflayıp puflamak, sızlanmak

GRUNTER : English Turkish

n. domuz

GRUNTING : English Turkish

adj. hırıldayan, alçak ve boğuk; mırıldanan

GRUNTINGLY : English Turkish

adv. homurdanark, alçak ve boğuk bir sesle, domuz gibi homurdanarak; dır dır ederek, mırıldanarak

GRUNTLE : English Turkish

v. sakinleştirmek, yatıştırmak, birinin neşesini yerine getirmek; durmadan homurdanmak

GRUYERE : English Turkish

n. gravyer peyniri

GRUYÈRE : English Turkish

n. Gravyer peyniri, orta kısmı açık yeşil, kenarları kısmen kahverengi, keskin kokulu ve bir miktar fındık tadı ve tatlımsı olan sert kuru İsviçre peyniri (genellikle sıcak işlenmiş pastörize edilmemiş inek sütünden yapılır); güneydoğu İsviçre'de bir bölge

GRY : English Turkish

n. gry, bir çizginin 10/1 eşit olan kullanılmayan ölçü birimi; düşük değeri olan herhangi bir şey; son derece küçük olan bir şey

GRYPHON : English Turkish

n. grifon, kartal başlı aslan gövdeli ejderha

GRÄFENBERG : English Turkish

n. Gräfenberg, soyadı; Ernst Gräfenberg (
1957), G-noktasının adını taşıdığı kadın genital organları ile ilgili çalışmalarıyla ünlü olan tıp doktoru, Gräfenberg halkasının mucidi (kontraseptif araç)