Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HALCYON DAYS : English Turkish

n. rahat ve huzurlu günler, altın çağ, kışdönümündeki on dört günlük durgun havalı süre

HALDEMAN : English Turkish

n. Haldeman, soyadı

HALDOL : English Turkish

n. Haldol, haloperidrol ticari markası, psikoz ve Tourette sendromunu tedavi etmek için kullanılan reçeteye tabi ilaç (Medikal)

HALE : English Turkish

v. sürüklemek

HALE : English Turkish

adj. sağlam, dinç, zinde

HALE AND HEARTY : English Turkish

dinç ve canlı

HALE IRWIN : English Turkish

n. Hale Irwin, (1945 doğumlu) Amerika Birleşik Devletleri golf oyuncusu

HALENESS : English Turkish

n. dinçlik, sağlıklık, sağlamlık

HALEVY : English Turkish

n. Halevy, soyadı; Judah Halevy (d.
1141), İspanyol Yahudi şair, filozof ve doktor, "Hazar Kitabı" ve "Zion'a Od" yazarı

HALF : English Turkish

n. yarım, buçuk, yarı, devre, yarı saha

HALF : English Turkish

adj. yarım, yarı, buçuk

HALF : English Turkish

adv. yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse

HALF A LOAF IS BETTER THAN NONE : English Turkish

hiç yoktan iyidir, eldeki tek kuş çalıdaki iki kuştan değerlidir, olmamasından daha iyi

HALF A MILLION : English Turkish

yarım milyon, 500, 000

HALF A MINUTE : English Turkish

yarım dakika, 30 saniyelik zaman dilimi

HALF A POUND : English Turkish

adv. yarım pound

HALF A YEAR : English Turkish

yarım yıl, 6 aylık bir süre

HALF AN HOUR : English Turkish

yarım saat

HALF AN OCTAVE : English Turkish

yarım oktav, dört ton daha yüksek veya verilen tondan daha düşük

HALF AND HALF : English Turkish

yarı yarıya

HALF AS MUCH AGAIN : English Turkish

yarısı kadar daha

HALF ASLEEP : English Turkish

yarı uykulu, ne tamamen uykuda ne de kesin uyanık, yarı uyur ve yarı uyanık

HALF ASSED : English Turkish

eceriksiz, kabiliyetsiz, vasıfsız; rastgele, gelişigüzel

HALF BACK : English Turkish

hafbek, defans oyuncusu (Futbol)

HALF BAKED : English Turkish

yarı pişmiş, acemi, deneyimsiz, aptalca, düşüncesiz, çiğ