Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HALF BOARD : English Turkish

yarım pansiyon (yp), modifiye edilmiş amerikan planı (m.a.p.)

HALF BRED : English Turkish

melez

HALF BREED : English Turkish

n. melez, kırma

HALF BROTHER : English Turkish

üvey kardeş

HALF CAST : English Turkish

n. melez

HALF CASTE : English Turkish

melez

HALF CLOTH : English Turkish

adj. pamuk ve keten karışımı

HALF DONE : English Turkish

yarı bitmiş, yarı pişmiş; yarı tamamlanmış, henüz tamamlanmamış

HALF DOZEN : English Turkish

yarım düzine

HALF DUPLEX : English Turkish

yarı dubleks, bir seferde sadece tek bir yönde bilgi transferi yapılabilen iletişimler

HALF EAGLE : English Turkish

n. 5 dolar değerinde altın sikke, Amerika Birleşik Devletlerinde 1795’ten 1929 yılına kadar kullanımda olan 5 dolarlık altın para

HALF FACE : English Turkish

profil

HALF HEIGHT DRIVE BAY : English Turkish

yarım yükseklikte sürücü yuvası, bilgisayar kasasında sürücüleri yüklemek için kullanılan normal büyüklükte boşluk half life $1$|/half$33494$ /life$44569$ $WI_FREQUENCY:5 $WI_POS:48 yarılanma süresi, radyoaktif madde içerisinde atomların yarısının yıkılma veya çöküşü için gereken süre

HALF HOLIDAY : English Turkish

yarım günlük tatil

HALF HOSE : English Turkish

kısa çorap, dizüstü çorap

HALF HOUR : English Turkish

yarım saatlik

HALF HOURLY : English Turkish

yarım saatte bir

HALF KADDISH : English Turkish

Half Kaddish, Yahudilikte şükür duasının kısa versiyonu (geleneksel Yahudi duası)

HALF LENGTH : English Turkish

yarım boy

HALF LIFE : English Turkish

yarılanma süresi

HALF LIFE PERIOD : English Turkish

n. yarılanma süresi

HALF MARATHON : English Turkish

yarı maraton, yaya yarışının uzunluğunun yarısı

HALF MAST : English Turkish

yarıya indirilmiş bayrak, bir direğin üstünden yarısına kadar mesafe,; direkten aşağı doğru asılı olma (bayrak)

HALF MEASURE : English Turkish

yetersiz önlem, yarım yamalak tedbir, uzlaşma, karşılıklı ödün verme

HALF MEASURE IS NO MEASURE : English Turkish

yarım yamalak iş yapmaya değmez, bir şeyi tamamlama niyetinde değilse onu yapmaya değmez