English
HAMADRYAD : English Turkish
n. Asya kral kobrası, Güneydoğu Asya ve Doğu Hint Adalarının kral kobrası, en büyük zehirli yılan; (Yunan ve Roma mitolojisinde) ağaçta yaşayan ve ağaç öldüğünde o da onunla birlikte ölen ağaç perisi
HAMAH : English Turkish
n. Hamah, Suriye'de bir bölge; Suriye'de bir şehir
HAMAN : English Turkish
n. Haman, Yahudileri yok etme komplosu kuran ancak planı ortaya çıktıktan sonra asılan Prusya sadrazamı (Esther Kitabı'ndan)
HAMAN THE WICKED : English Turkish
Haman the Wicked, Esther Kitabı'nda Prusya kralı Ahasuerus'a yardım ederek tüm Yahudi Shushan toplumunu yok etme teşebbüsü nedeniyle hain kabul edilen
HAMAN'S EAR : English Turkish
haman'ın kulağı, genellikle Yahudi Purim Bayramı'nda yenilen üçgen şeklinde olan kurabiye
HAMARTIA : English Turkish
n. hata, trajik hata, trajik kahramanın yıkımına sebep olan korkunç hata (Yunan Edebiyatı)
HAMAS : English Turkish
n. Hamas, İslami Direniş Hareketi, İslami Filistin devleti kurmak amacıyla 1987’de başlatılan militan İslami grup
HAMATE : English Turkish
adj. çengel biçiminde, çengelsi, kanca şekilli
HAMBURG : English Turkish
n. Hamburg
HAMBURG : English Turkish
n. sığır bifteği, hamburger, sığır etli sandviç, yuvarlak şekilde servis edilen sığır kıymasından yassı köfte
HAMBURG STEAK : English Turkish
n. sığır bifteği
HAMBURGER : English Turkish
n. hamburger, kıyma, sığır bifteği
HAMBURGER CHAIN : English Turkish
hamburger zinciri, aynı idare veya mülkiyet altında olan hamburger restoranlarının sayısı, hamburger restoranı bayiliği
HAMBURGER STEAK : English Turkish
n. sığır bifteği
HAME : English Turkish
n. hamut, koşum takımından kavisli metal veya tahta parçası
HAMELN : English Turkish
n. Hameln, kuzey Almanya'da bir şehir
HAMER : English Turkish
n. Hamer, soyadı
HAMESUCKEN : English Turkish
n. haneye tecavüz, birine kendi evinde vurma veya saldırma suçu; birine kendi evinde haince saldırma
HAMILCAR BARCA : English Turkish
n. Hamilcar Barca, (d.
228 Milattan Önce) Kartacalı general, Hannibal'ın babası
HAMILTON : English Turkish
n. Hamilton, soyadı; Alexander Hamilton (
1804), Amerikalı devlet adamı, Federalist Parti lideri; Bermuda'nın başkenti
HAMILTONIAN : English Turkish
n. Hamilton destekçisi, Alexander Hamilton' destek veren; Hamiltonianizm destekçisi, Alexander Hamilton'ın siyasi ilkelerinin savunucusu
HAMILTONIAN : English Turkish
adj. Hamilton'a özgü, Hamiltonianizm'e ait ya da ilgili olan, Alexander Hamilton'ın siyasi ilkelerine ait ya da ilgili olan
HAMILTONIANISM : English Turkish
n. hamiltonculuk, Alexander Hamilton’un siyasi doktrini ve felsefesi
HAMITE : English Turkish
n. Nuh'un oğlu ham'ın soyundan gelen zenci, soyu tükenmiş kafadan ayaklı fosili, Kuzey afrika yerlisi
HAMITIC : English Turkish
adj. Hamitik'e özgü, Hamitikler'e ve/veya onların dillerine ait ya da ilgili olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani