Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HAND IN ONE'S CHECKS : English Turkish

öbür dünyayı boylamak, ölmek

HAND IN ONE'S CHIPS : English Turkish

ölmek, fertiği çekmek

HAND JOB : English Turkish

n. (Halk Argosu) otuzbir çekme, mastürbasyon; bir kişinin başka birine el ve parmakları kullanarak penisinin cinsel uyarılmasını yapma

HAND KNIT : English Turkish

örmek, elde örmek

HAND KNITTED : English Turkish

el örgüsü, örgü

HAND LOOM : English Turkish

el tezgahı, elle çalıştırılan dokuma tezgahı

HAND LUGGAGE : English Turkish

el bagajı

HAND MADE : English Turkish

el yapımı, elle yapılan (makine ile değil)

HAND ME DOWN : English Turkish

elden düşme, kullanılmış, ikinci el, kalitesiz, rüküş

HAND ON : English Turkish

dolaştırmak, aktarmak, devretmek

HAND OPERATED : English Turkish

elle çalışan, el

HAND ORGAN : English Turkish

n. laterna, kollu laterna

HAND OUT : English Turkish

v. dağıtmak, vermek, bağışlamak

HAND OUT : English Turkish

n. dağıtma, ihtiyacı olan birine veya dilenciye verilen bir şey (yiyecek, giyecek, vb.); ücretsiz dağıtım ile verilen el ilanı veya broşür

HAND OUT : English Turkish

v. bağışlama, yayma, verme, dağıtma

HAND OVER : English Turkish

v. vermek, yüklemek, bağışlamak, teslim etmek, devretmek

HAND OVER FIST : English Turkish

tutuna tutuna, çabucak, hızlı ve başarı ile

HAND OVER FOR TRIAL : English Turkish

mahkemeye sevk etme, yargılanmak üzere mahkemeye teslim edilen sanık

HAND PICK : English Turkish

v. seçmek, toplamak

HAND PICKED : English Turkish

adj. dikkatle seçilmiş, birer birer seçilmiş

HAND PUMP : English Turkish

el pompası, el ile çalıştırılan pompa

HAND PUPPET : English Turkish

n. el kuklası, eldiven kukla, kullanan kişinin parmaklarını kullanarak oynatılan eldiven gibi ele oturan kafa kısmı boş olan kumaştan bir kukla

HAND SMB. LEMON : English Turkish

v. zor iş vermek, uğraştırıcı iş vermek

HAND TO HAND : English Turkish

yumruk yumruğa, göğüs göğüse

HAND TO HAND COMBAT : English Turkish

göğüs göğüse çarpışma