Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HASIDIC : English Turkish

adj. hasidik, Baal Şem-Tov tarafından 18’inci yüzyılda Polonya’da kurulan gizemli Yahudi tarikatı ile ilgili veya ona ait

HASIDIC GARB : English Turkish

hasidik giysi, ultra Ortodoks Yahudiler tarafından taşınan giysiler

HASIDIC RABBI : English Turkish

Hasidik hahamı, Museviliğin Hasidik hareketine ait olan haham

HASIDIC SONG FESTIVAL : English Turkish

hasidik müzik festivali, Yahudilerin Hasidik topluluğuna ait geleneksel müzik festivali

HASIDISM : English Turkish

n. hasidizm, Baal Şem-Tov tarafından 18’inci yüzyılda Polonya’da kurulan gizemli Yahudi tarikatının ilke ve uygulamaları

HASKALAH : English Turkish

n. Haskalah, Avrupalı aydınlar tarafından etkilenen ve Avrupalı Yahudilere laik eğitim vermek isteyen, 18'inci ve 19'uncu yüzyıl Yahudi aydınlatma hareketi

HASLET : English Turkish

n. sakatat, domuzun yenilebilen iç organları (kalp, karaciğer gibi) (ayrıca harslet)

HASMONEAN : English Turkish

n. Hasmonean, Judea Krallığı'nda Yahudi papaz ailesi üyesi (M.Ö. 1'nci ve 2'nci yüzyılda)

HASMONEAN : English Turkish

adj. Hasmonean, Hasmonean'lara ait ya da ilgili olan (1'nci ve 2'nci yüzyılda Yahudiye Yahudi pazapaz ailesi)

HASMONEAN INSURRECTION : English Turkish

Hasmonean isyanı, Yahudiye’de Yunan hâkimiyetine karşı olan Yahudi ayaklanması (M.Ö.
37)

HASMONEANS : English Turkish

n. Hasmonean'lar, Judea Krallığı'nda Yahudi papaz ailesi (M.Ö. 1'nci ve 2'nci yüzyılda)

HASN'T : English Turkish

v. yok, sahip değil

HASN'T GOT A LEG TO STAND ON : English Turkish

kabul ettireceği mazereti yok, palavra; hiçbir surette

HASN'T SLEPT A WINK : English Turkish

gözüne uyku girmedi, hiç uyuyamadı

HASNER : English Turkish

n. Hasner, soyadı; Joseph Ritter von Hasner (
1892), Gözyaşı bezi kanalının içinde tanımladığı mukoz zarı flepinin (şimdi Hasner kapakçığı olarak bilinen) fizyolojisi ve patolojisini ile ilgili 1850’de monograf yayımlayan Çekoslovakyalı göz doktoru

HASNER'S VALVE : English Turkish

n. hasner kapakçığı, gözyaşı bezinin kısılarak açılmasını önleyen mukoz zarı flepi, lakrimal fold

HASP : English Turkish

n. toka, kopça, çengelli iğne, asma kilit köprüsü, makara, çile

HASP : English Turkish

v. tutturmak, kopçalamak, kilit köprüsü ile kilitlemek

HASSALL : English Turkish

n. Hassall, soyadı; Arthur Hassall (
1894), İngiliz hekim

HASSAN NASRALLAH : English Turkish

n. Hassan Nasrallah, Sheikh Hassan Nasrallah (1960 doğumlu), Lübnan İslami grubu Hizbullah'ın lideri ve genel seketeri

HASSELHOFF : English Turkish

n. Hasselhoff, soyadı; David Hasselhoff (1954 doğumlu), Amerikalı televizyon oyuncusu, "Sahil Güvenlik" dizisinin starı

HASSIDIC : English Turkish

n. hasidik, Hasidizm'e özgü, Baal Shem Tov tarafından kurulan Yahudi mezhebine ait

HASSLE : English Turkish

n. uğraşma, zorluk, güçlük, tartışma, münakaşa, mücâdele

HASSLE : English Turkish

v. tartışma çıkarmak, kavga etmek, canını sıkmak, rahatsız etmek

HASSOCK : English Turkish

n. diz yastığı (kilise), sık çimen parçası