Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HAVE A WHACK AT IT : English Turkish

üzerinde son bir deneme yapmak, denemek, deneme girişiminde bulunmak

HAVE A WHALE OF TIME : English Turkish

iyi vakit geçirmek, çok eğlenmek

HAVE A WHIP ROUND : English Turkish

yardım toplamak, para toplamak

HAVE A WIDE ACQUAINTANCE WITH : English Turkish

v. çok iyi bilmek, derin bilgiye sahip olmak

HAVE A WIFE : English Turkish

eşe sahip olmak, bir kadınla evli olmak

HAVE A WORD WITH : English Turkish

iriyle konuşmak, biriyle kısaca konuşmak, biriyle bir kaç kelimelik bir konuşma yapmak

HAVE A YARN : English Turkish

v. hoşbeş etmek, yârenlik etmek

HAVE A YEN FOR : English Turkish

arzulamak

HAVE ACCESS TO : English Turkish

v. girme imkânı olmak, ulaşabilmek

HAVE ALL ONE'S EGGS IN ONE BASKET : English Turkish

varını yoğunu tehlikeye atmak, sahip olduğun her şeyi bir şeye yatırmak, bir şans uğruna her şeyini riske atmak

HAVE AN ABORTION : English Turkish

kürtaj oldu, düşük yaptı, hamileliği sonlandırdı, fetusun erken doğumuna neden oldu (kendi başına hayatta kalabilecek duruma gelmeden önce)

HAVE AN ACCIDENT : English Turkish

v. kaza yapmak

HAVE AN ACE UP ONE'S SLEEVE : English Turkish

elindekozu olmak, üstün pozisyonda olmak, avantajlı olmak

HAVE AN ACHE : English Turkish

v. sancılanmak

HAVE AN AFFAIR WITH : English Turkish

evlilik dışı ilişki kurmak

HAVE AN AFFAIR WITH SOMEONE : English Turkish

iriyle ilişkisi olmak, biriyle aşk ilişkisi olmak, biriyle takılmak, biriyle aşk yaşamak

HAVE AN AIR OF : English Turkish

v. benzemek, havasında olmak

HAVE AN APPETITE : English Turkish

v. iştahı olmak

HAVE AN AX TO GRIND : English Turkish

çıkarı olmak

HAVE AN AXE TO GRIND : English Turkish

çıkarı olmak

HAVE AN EASY FAST : English Turkish

İyi oruçlar tutmalar dilerim, Yom Kippur orucu senin için kolay geçmesini dilerim (Yahudi ayramı Yom Kippur'dan önce son selâmlama)

HAVE AN EYE FOR : English Turkish

iyi anlamak, iyisinden anlamak

HAVE AN EYE ON : English Turkish

gözü üzerinde olmak, gözlemlemek, yakından izlemek;
e karşı ilgili olmak

HAVE AN INTERVIEW : English Turkish

v. görüşme yapmak

HAVE AN ITCH TO : English Turkish

can atmak, çok istemek