Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HEART WARMING : English Turkish

heyecanlandırıcı, cesaret verici

HEART WHOLE : English Turkish

kâlbi boş, samimi, içten, candan

HEART'S BLOOD : English Turkish

n. yaşam kaynağı, can damarı, hayat

HEART'S DESIRE : English Turkish

kalp arzusu, en büyük arzu, arzu, derin arzu

HEART-BROKEN : English Turkish

kalbi kırık, büyük bir üzüntü veya keder yaşama

HEART-LUNG ENDURANCE : English Turkish

kalp akciğer dayanıklılığı, yorucu koşullar altında kalp ve ak ciğerlerin performansı (fiziki yeterlilik unsurlarından biri)

HEART-LUNG MACHINE : English Turkish

kalp ve akciğer makinesi, kalp ameliyatında kalp ve akciğer fonksiyonlarını yerine getiren cihaz

HEART-LUNG TRANSPLANT : English Turkish

kalp ve akciğer nakli, kusurlu kalp ve akciğerlerin sağlıklı olanlarla değiştirilme ameliyatı

HEART-RENDING : English Turkish

yürek parcalayıcı, kalp kırıcı, derin ruhsal ıstıraba neden olma

HEART-WRENCHING SOB : English Turkish

yürek paralayan ağlayış, kederli ağlayış

HEARTACHE : English Turkish

n. kâlp ağrısı, dert, gönül yarası

HEARTBEAT : English Turkish

n. kâlp atışı, öz, esas, ruh

HEARTBREAK : English Turkish

n. kâlp kırıklığı, gönül yarası, acı, keder

HEARTBREAKER : English Turkish

n. büyük acı veren kimse, kalp kıran kişi; büyük keder veya sıkıntıya neden olan kişi veya şey

HEARTBREAKING : English Turkish

adj. yürek parçalayıcı, üzücü

HEARTBREAKING SCENE : English Turkish

yürek burkan sahne, üzücü manzara

HEARTBREAKING SOB : English Turkish

yürek parçalayıcı ağlayış, korkunç bir şekilde kederli ağlayış, yürek burkan ağlayış

HEARTBROKEN : English Turkish

adj. kâlbi kırık, acılı, dertli

HEARTBURN : English Turkish

n. mide ekşimesi

HEARTBURNING : English Turkish

n. kıskançlık, şiddetli kırgınlık, kinci kıskaçlık; kin; (Tıp) mide ekşimesi

HEARTED : English Turkish

suff. kalpli, yürekli

HEARTEDLY : English Turkish

adv. kalbiyle, belli bir tutumla veya yaradılışla

HEARTEDNESS : English Turkish

n. yüreklilik, belli bir tutuma veya yaradılışa sahip olma niteliği

HEARTEN : English Turkish

v. cesaretlendirmek, yüreklendirmek, sevindirmek, canlandırmak, neşelendirmek, moral vermek

HEARTENING : English Turkish

adj. cesaretlendirici, yüreklendirici, neşelendirici