Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HEAT PUMP : English Turkish

ısı pompası, ısıyı bir maddeden çıkarıp başka bir maddeye transfer eden cihaz

HEAT RASH : English Turkish

n. isilik

HEAT RESISTANT : English Turkish

ısı rezistansı, ısı etkilerine dayanabilen

HEAT SEAL : English Turkish

v. sıcak mühür basmak

HEAT SHIELD : English Turkish

ısı kalkanı

HEAT SINK : English Turkish

ısı giderici, elektronik bileşimlere bağlı olan ve aşırı ısınmayı önleyen metal obje

HEAT SOURCE : English Turkish

ısı kaynağı, ısı yayan bir şey; ısı sağlayan cihaz

HEAT SPOT : English Turkish

hararetten oluşan cilt kızarıklığı, ısıya hassas cilt bölgesi

HEAT STRESS : English Turkish

ısı gerilim, ısı artı nemin birleştirilmiş etkileri

HEAT STROKE : English Turkish

ısı çarpması, yüksek sıcaklığa fazla maruz kalmadan kaynaklanan ateşlenme veya düşme

HEAT TRANSFER : English Turkish

ısı transferi, sıcaklık farklılıklarına bağlı olarak nesne veya bölgeler arasında enerji geçişi

HEAT TREAT : English Turkish

ısı uygulamak, ısı tedavisi yapmak, termoterapi uygulamak

HEAT UNIT : English Turkish

n. ısı birimi

HEAT UP : English Turkish

ısıtmak, kızıştırmak, kızdırmak, hareketlendirmek

HEAT WAVE : English Turkish

sıcak dalgası, sıcak hava dalgası

HEAT-SEAL : English Turkish

v. sıcak mühür basmak, plastiğe sarıp ısı ile mühürleme

HEATABLE : English Turkish

adj. ısıtılabilir, ısınabilir

HEATED : English Turkish

adj. hararetli, öfkeli, tepesi atmış, heyecanlı

HEATED ARGUMENT : English Turkish

hararetli tartışma, ateşli tartışma, öfkeli tartışma

HEATED DISCUSSION : English Turkish

hararetli bir münakaşa, ateşli münakaşa, öfkeli münakaşa, fırtınalı tartışma

HEATEDLY : English Turkish

adv. hararetli bir şekilde, öfke ile, heyecanla

HEATER : English Turkish

n. ısıtıcı, şofben, kalorifer, tabanca

HEATH : English Turkish

n. fundalık, çalılık, funda, süpürgeotu

HEATH BELL : English Turkish

funda çiçeği, süpürgeotu çiçeği

HEATH COCK : English Turkish

n. orman horozu, siyah erkek keklik, siyah keklik