Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HEAVENWARDS : English Turkish

adv. cennete doğru

HEAVER : English Turkish

n. kaldıran kimse, kaldıraç, manivela

HEAVES : English Turkish

n. atlarda rastlanan ve solunum zorluğu ile kendini gösteren bir ciğer hastalığı (insanlardaki astıma benzer)

HEAVIES : English Turkish

n. kışlık iç çamaşırı, yün çamaşır

HEAVILY : English Turkish

adv. ağır şekilde, aşırı derecede, çok, ağır, şiddetle

HEAVILY INVOLVED IN : English Turkish

-nin ciddi bir şekilde içine girdi, ile ciddi bir şekilde ilgilendi,
a çok ilgi gösterdi, ile yoğun bir şekilde alakadar oldu

HEAVILY-BUDGETED : English Turkish

çok bütçe ayrılmış, büyük bir miktar para tahsis edilmiş

HEAVILY-BUILT : English Turkish

iri yarı, kocaman, büyük, muazzam

HEAVINESS : English Turkish

n. ağırlık, şiddet, çokluk, bunalma, kasvet, kapama, siklet, karabasan

HEAVING : English Turkish

n. atma, kaldırma, kaldırılma, kabarma

HEAVING LINE : English Turkish

n. ince ip

HEAVY : English Turkish

adj. ağır, baskın, şiddetli, fırtınalı, aşırı, önemli, çok, sert, baygın, üzücü, bozuk, kaba, hamile, ağdalı

HEAVY : English Turkish

adv. ağır şekilde, şiddetle, çok

HEAVY : English Turkish

n. başrol oyuncusu (dram), kötü adam rolü, ağır siklet, fedai, zalim, ağır top

HEAVY APPLAUSE : English Turkish

çok alkış, yoğun alkış, yüksek sesli alkış

HEAVY ARTILLERY : English Turkish

ağır çaplı top, büyük çapta top, ağır top

HEAVY ATHLETICS : English Turkish

ağır sporculuk, vücuda çok zorlayan spor (ağırlık kaldırma gülle atma vs)

HEAVY BLOW : English Turkish

ağır darbe, güçlü darbe

HEAVY BOMBER : English Turkish

ağır bombacı, ağır bombardıman uçağı, uzun mesafelere ağır bombalar taşımak için özellikle tasarlanmış büyük uçak

HEAVY BURDEN : English Turkish

ağır yük, büyük ağırlık; ağır sorumluluk

HEAVY CASUALTIES : English Turkish

çok sayıda ölüm, büyük miktarda ölüm, ağır kayıplar

HEAVY CHEMICALS : English Turkish

n. ağır kimyasal maddeler

HEAVY CONCRETE : English Turkish

n. yoğun beton

HEAVY CURRENT : English Turkish

n. yüksek gerilim, kuvvetli akım

HEAVY DRINKER : English Turkish

içkici