Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HENRY WINKLER : English Turkish

n. Henry Winkler, Henry Franklin Winkler (1945 doğumlu), "The Fonz" ve "Mutlu Günler" televizyon dizilerinde oynayan ABD'li oyuncu ve yönetmen

HENSON : English Turkish

n. Henson, soyadı

HENYARD : English Turkish

n. tavuk avlusu, kümes, tavuk kümesi, tavuk evi, içinde tavuk barındırılan yapı, tavuk barakası

HEP : English Turkish

adj. güncel, güncellenmiş, çağdaş (Argo)

HEPAR : English Turkish

n. hepar, kükürt ve bir alkali içeren kimyasal bileşim

HEPARIN : English Turkish

n. heparin, belli vücut dokularında ve organlarda bulunan ve topaklanma önleyici olarak kullanılan polisakkarit asit

HEPARINISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) heparinizasyon, heparin (belli vücut dokularında ve organlarda bulunan ve topaklanma önleyici olarak kullanılan polisakkarit asit) ile iyileştirme (heparinization olarak da yazılır)

HEPARINISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) heparinize etmek, heparin (belli vücut dokularında ve organlarda bulunan ve topaklanma önleyici olarak kullanılan polisakkarit asit) ile iyileştirmek (heparinize olarak da yazılır)

HEPARINIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) heparinizasyon, heparin (belli vücut dokularında ve organlarda bulunan ve topaklanma önleyici olarak kullanılan polisakkarit asit) ile iyileştirme (heparinisation olarak da yazılır)

HEPARINIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) heparinize etmek, heparin (belli vücut dokularında ve organlarda bulunan ve topaklanma önleyici olarak kullanılan polisakkarit asit) ile iyileştirmek (heparinise olarak da yazılır)

HEPATECTOMIZE : English Turkish

v. karaciğerin tamamını veya bir kısmını ameliyatla çıkarmak

HEPATECTOMY : English Turkish

n. hepatektomi, karaciğerin tamamının veya bir kısmının ameliyatla çıkarılması, karaciğer ameliyatı

HEPATIC : English Turkish

adj. karaciğere ait, karaciğer, karaciğer gibi, karaciğere iyi gelen

HEPATICA : English Turkish

n. hepatika, kalp şeklinde yaprakları ve beyaz veya pembe çiçekleri olan bir bitki türü (Avrupa'ya özgü)

HEPATICOCHOLANGIOCHOLECYSTENTEROSTOMY : English Turkish

n. safra kesesi ile karaciğer kanalı veya bağırsaklar arasında bir geçiş açmak için yapılan ameliyat

HEPATICOCHOLANGIOCHOLECYSTENTERSOTOMIES : English Turkish

n. safra kesesi ameliyatı

HEPATISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) hepatizasyon, kükürtlü hidrojen gazı ile aşılama; (Tıp) karaciğere benzeyen bir madde ile birleştirme (hepatization olarak da yazılır)

HEPATISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) hepatizasyon uygulamak, hepatize etmek, kükürtlü hidrojen gazı ile aşılamak; (Tıp) karaciğere benzeyen bir madde ile birleştirmek; dışarı taşmış bir madde ile tıkamak (hepatize olarak da yazılır)

HEPATITE : English Turkish

n. ovulduğunda veya ısıtıldığında koku çıkaran bir barit türü

HEPATITIS : English Turkish

n. karaciğer iltihabı, hepatit, kara sarılık

HEPATITIS A : English Turkish

n. hepatit A, bozulmuş yiyecek veya su tüketimiyle geçen ve kanda sürekli kalmayan ciddi olmayan bir virüs hastalığı

HEPATITIS B : English Turkish

n. hepatit B, hepatit B virüsünün neden olduğu ve kan ve diğer vücut sıvılarıyla geçen hepatit hastalığı (ayrıca cinsel temas yoluyla ve enfekte olmuş kan enjekte edilmesiyle de bulaşır)

HEPATITIS C : English Turkish

n. hepatit C, RNA virüsünün neden olduğu hepatit, çoğunlukla kan yoluyla bulaşır (hemodiyaliz kan nakli veya damardan uyuşturucu kullanımı)

HEPATIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) hepatizasyon, kükürtlü hidrojen gazı ile aşılama; (Tıp) karaciğere benzeyen bir madde ile birleştirme (hepatisation olarak da yazılır)

HEPATIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) hepatizasyon uygulamak, hepatize etmek, kükürtlü hidrojen gazı ile aşılamak; (Tıp) karaciğere benzeyen bir madde ile birleştirmek; dışarı taşmış bir madde ile tıkamak (hepatise olarak da yazılır)