Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN THE LAND OF THE LIVING : English Turkish

yaşayanlar diyarında, canlılar memleketinde, yaşayan, canlı

IN THE LAST RESORT : English Turkish

son çare olarak

IN THE LEAST : English Turkish

en azından, minimum olarak, hiç olmazsa

IN THE LIGHT OF : English Turkish

-nın ışığında,
nın ışığı altında

IN THE LIGHT OF THE SITUATION : English Turkish

durumun ışığı altında, koşulların ışığında, koşulların doğasının ışığı altında

IN THE LIMELIGHT : English Turkish

ilgi odağı, herkes tarafından bilinen, herkesçe tanınan, dikkatlerin merkezi, çok meşhur

IN THE LINE OF DUTY : English Turkish

adj. görev sırasında, vazife başında, görevdeyken, görevliyken

IN THE LOG : English Turkish

adv. yontulmamış halde, kütük halinde

IN THE LONG RUN : English Turkish

uzun vadede, zamanla

IN THE LONG VIEW : English Turkish

neticede, sonuçta, özetle, velhasıl, sonuç olarak

IN THE LUMP : English Turkish

toptan, toptan olarak, topluca

IN THE MAIN : English Turkish

çoğunlukla, ekseriyetle

IN THE MAKING : English Turkish

olmakta, yapılmakta

IN THE MATTER OF : English Turkish

konusunda, hakkında

IN THE MEANTIME : English Turkish

u arada, iken

IN THE MEANWHILE : English Turkish

adv. bu arada, iken

IN THE MIDDLE : English Turkish

ortada

IN THE MIDDLE AGES : English Turkish

Ortaçağ'da, Ortaçağ boyunca

IN THE MIDDLE OF : English Turkish

-nın ortasında,
nın merkezinde,
nın arasında

IN THE MIDDLE OF NOWHERE : English Turkish

ilinmeyen bir yerde, ıssız bir yerde

IN THE MIDDLE OF THE : English Turkish

adv. ortasında, tam ortasında

IN THE MIDDLE OF THE NIGHT : English Turkish

gecenin yarısında, gecenin köründe, gecenin karanlığında

IN THE MIDST OF : English Turkish

arasında, ortasında

IN THE MONEY : English Turkish

zengin

IN THE MOOD FOR : English Turkish

havasında