Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN THE PRESENCE OF BOTH PARTIES : English Turkish

iki tarafın da mevcut olmasıyla, iki tarafında bulunmasıyla, hem davalı hem de davacının hazır bulunmasıyla

IN THE PRIDE OF ONE'S YOUTH : English Turkish

gençliğinde, gençlik yıllarında, gençlik döneminde, çocukluk döneminde

IN THE PRIME OF LIFE : English Turkish

yaşam baharında

IN THE PROCESS OF : English Turkish

-nın yapımı aşamasında,
nın yapımı sürecinde,
ması sürecinde

IN THE PUBLIC EYE : English Turkish

halk gözünde, göz önünde, çok ünlü, çok meşhur, çok bilinen, kamuya açık, genel halk kitlesinin çok dikkatini çeken

IN THE RAW : English Turkish

işlenmemiş halde, ham olarak, çiğ olarak, doğal halinde, anadan doğma, çırılçıplak

IN THE RED : English Turkish

orçlu, zararda

INTERCOSTALLY : English Turkish

adv. interkostal bir şekilde, kaburgalar arasında (Anatomi)

INTERCOUNTRY : English Turkish

adj. ülkeler arası, ülkeler arasında

INTERCOUNTY : English Turkish

adj. ülkeler arası, ülkeler arasında

INTERCOURSE : English Turkish

n. ilişki, görüşme, bağlantı

INTERCROP : English Turkish

v. aynı alanda farklı tarım ürünleri yetiştirmek, aynı tarlada farklı ürünler yetiştirmek

INTERCROSS : English Turkish

v. melezlemek, çaprazlamak, melez elde etmek

INTERCULTURAL : English Turkish

adj. kültürlerarası, iki veya daha fazla kültür arasında meydana gelen, iki veya daha fazla kültürü ilgilendiren

INTERCULTURALLY : English Turkish

adv. kültürlerarası bir şekilde, iki veya daha fazla kültür arasında meydana gelen bir şekilde, iki veya daha fazla kültürü ilgilendiren bir şekilde

INTERCURRENT : English Turkish

adj. arasında olan, başka hastalığa karışan

INTERCUT : English Turkish

n. ara çekim (film)

INTERDENOMINATIONAL : English Turkish

adj. mezhepler arası

INTERDENTAL : English Turkish

adj. dişler arası, dişler arasında

INTERDEPARTMENTAL : English Turkish

adj. departmanlar arası, bölümler arasında

INTERDEPARTMENTALLY : English Turkish

adv. departmanlar arası bir şekilde, bölümler arasında bir şekilde

INTERDEPEND : English Turkish

v. bağlı olmak, birbirine bağlı olmak

INTERDEPENDENCE : English Turkish

n. bağlılık, dayanışma

INTERDEPENDENCY : English Turkish

n. bağlılık, dayanışma

INTERDEPENDENT : English Turkish

adj. birbirine bağlı, bağımlı