Multilingual Turkish Dictionary

English

English
INTERCEPTION : English Turkish

n. alıkoyma, tutma, ele geçirme, yakalama, durdurma, yolunu kesme, önleme, kesme

INTERCEPTION OF AN AIRPLANE : English Turkish

uçağın yolunun kesilmesi, bir uçağın rotasını değiştirmeye zorlanması; bir düşman uçağının vurularak düşürülmesi

INTERCEPTION OF SHORT RANGE ROCKETS : English Turkish

kısa menzilli roketlerin düşürülmesi, kısa menzilli füzelerin düşürülmesi

INTERCEPTIVE : English Turkish

adj. alıkoyan, alıkoyucu, alıkoyma eğiliminde olan; engelleyici, engelleme eğiliminde olan, önleyici, önleme meyilinde olan, geciktirici, geciktirme meyilinde olan; araya giren, kesen; durduran, durdurma meyilinde olan

INTERCEPTOR : English Turkish

n. yol kesen kimse, önleme uçağı

INTERCEPTOR PLANE : English Turkish

n. önleme uçağı

INTERCESSION : English Turkish

n. aracılık, rica (başkası adına), şefaat

INTERCESSIONAL : English Turkish

adj. aracılıkla ilgili, araya girmeyle ilgili; arabuluculukla ilgili, aracılık yapma ile ilgili, müdahale ile ilgili

INTERCESSOR : English Turkish

n. aracı, arabulucu, başkası adına rica eden kimse

INTERCESSORY : English Turkish

adj. aracılık eden, şefaat ile ilgili

INTERCHANGE : English Turkish

n. değiştirme, değişme, takas, kavşak

INTERCHANGE : English Turkish

v. değiş tokuş etmek, değiştirmek, takas etmek, yer değişmek

INTERCHANGEABILITY : English Turkish

n. değiştirilebilirlik, değiş-tokuş edilebilirlik, birbirinin yerine geçebilirlik, takas edilebilirlik

INTERCHANGEABLE : English Turkish

adj. yer değiştirebilir, değiş tokuş edilebilir

INTERCHANGEABLY : English Turkish

adv. değiştirilebilir bir şekilde, değiş-tokuş edilebilir bir şekilde, birbirinin yerine geçebilir bir şekilde, takas edilebilir bir şekilde, alternatif bir şekilde

INTERCITY : English Turkish

adj. şehirlerarası

INTERCLASS : English Turkish

adj. sınıflar arası, sınıflar arasında; birden fazla sınıfı ilgilendiren, birden fazla sınıfın müdahil olduğu

INTERCLAVICLE : English Turkish

n. köprücük kemiği arasındaki kemik (Zooloji)

INTERCLAVICULAR : English Turkish

adj. köprücük kemiği arasında (Zooloji)

INTERCOLLEGIATE : English Turkish

adj. üniversiteler arası, kolejler arası

INTERCOLUMNAR : English Turkish

adj. interkolonal, sütunlar arasında, iki sütun arasında (Mimarlık)

INTERCOM : English Turkish

n. interkom, dahili telefon, iç hat

INTERCOMMUNAL : English Turkish

adj. interkomünal, toplumlar arasında, topluluklar arasında

INTERCOMMUNICATE : English Turkish

v. haberleşmek, ilişkili olmak

INTERCOMMUNICATED : English Turkish

adj. ortak olarak iletişimli, karşılıklı iletişimli; birinden diğerine hareket etmeye olanak sağlayan bir şekilde bağlı (odalarda olduğu gibi)