English
INTERACTIVE : English Turkish
adj. interaktif
INTERACTIVE EXHIBIT : English Turkish
n. interaktif sergisi
INTERACTIVE LANGUAGE : English Turkish
etkileşimli dil, bilgisayar ve kullanıcı arasında iletişim ve etkileşime olanak sağlayan programlama dili
INTERACTIVELY : English Turkish
adv. interaktif bir şekilde, etkileşimli bir şekilde
INTERACTIVITY : English Turkish
n. interaktiflik, etkileşimlilik, karşılıklı faaliyet, iki taraflı faaliyet; bir bilgisayar ve kullanıcı arasındaki bilgisayar sorular yönelttiği ve kullanıcının direktiflerine göre hareket ettiği zamandaki doğrudan bağlantı
INTERAFFILIATION : English Turkish
n. karşılıklı ilişki, ortak bağlantı, birbirine bağlı olma
INTERALLIED : English Turkish
adj. müttefikler arasında
INTERASSOCIATED : English Turkish
adj. karşılıklı ilişkili, ortak bağlantılı, birbirine bağlı
INTERASSOCIATION : English Turkish
n. karşılıklı ilişki, ortak bağlantı, birbirine bağlı olma
INTERATOMIC : English Turkish
adj. interatomik, atomlar arası
INTERBOROUGH : English Turkish
adj. ilçeler arası, kazalar arası, bölgeler arası
INTERBRAIN : English Turkish
n. arabeyin, ortabeyin, diensefalon, beynin ortası (Anatomi)
INTERBREED : English Turkish
v. melezlemek, yakınlarıyla birleştirmek
INTERCALARILY : English Turkish
adv. ek olarak
INTERCALARY : English Turkish
adj. takvime eklenen, eklenmiş
INTERCALARY MONTH : English Turkish
artık ay, ilave ay, takvim yılına eklenen ekstra ay
INTERCALATE : English Turkish
v. takvime eklemek, araya eklemek
INTERCALATION : English Turkish
n. araya ekleme, ortaya ekleme
INTERCAPILLARY : English Turkish
adj. kılcal damarlar arası (Anatomi)
INTERCEDE : English Turkish
v. aracılık etmek, araya girmek, yalvarmak, rica etmek
INTERCEDER : English Turkish
n. aracı, arabulucu
INTERCELLULAR : English Turkish
adj. hücreler arası
INTERCEPT : English Turkish
v. alıkoymak, önlemek, tutmak, engel olmak, durdurmak, yolunu kesmek, yakalamak
INTERCEPT : English Turkish
n. sınırları çizilen kısım [mat.], yakalanan radyo sinyali
INTERCEPTER : English Turkish
n. alıkoyan kimse veya şey, yakalayan kimse veya şey; düşman hava aracını yakalayan uçak (Askerî)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani