Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IT IS DIFFICULT TO FILL HIS SHOES : English Turkish

onun yerinde olmak zor, onun rolünü oynamak zor, onun rolünü ve görevlerini üstlenmek zor

IT IS EASY TO BE WISE AFTER THE EVENT : English Turkish

iş işten geçtikten sonra akıl vermek kolay, gelecekte ne olacağını hiçbir zaman bilemeyiz, hiçbir zaman sonucu önceden bilmiyoruz

IT IS EASY TO UNDERSTAND : English Turkish

anlaşılması kolay, anlaşılması zor değil, algılanması zor değil

IT IS ENTIRELY : English Turkish

u tamamen, bu bütünüyle

IT IS ESSENTIAL : English Turkish

elzemdir, bu çok önemli, bu gerekli, bu hayati, bu önemli

IT IS EXTREMELY IMPORTANT : English Turkish

u son derece önemli, bu son derece acil

IT IS FOR THE BETTER : English Turkish

öylesi daha iyi, bu daha iyi, bu en iyisi olabilir, iyi ki

IT IS FORBIDDEN TO : English Turkish

-yapılması yasak,
yapılması yasaklanmış,
yapmaya izin verilmiyor

IT IS GETTING DARK : English Turkish

hava kararıyor, karanlık basıyor

IT IS GREEK TO ME : English Turkish

unu anlayamıyorum, bunu benim aklım almaz

IT IS HAILING : English Turkish

dolu yağıyor

IT IS HALF PAST ELEVEN : English Turkish

on bir buçuk

IT IS HALF PAST TWO : English Turkish

İki buçuk

IT IS HIGH TIME : English Turkish

zamanı geldi ve geçmek üzere, zamanı geldi, tam zamanı, vakti geldi

IT IS HIS RESPONSIBILITY : English Turkish

u onun sorumluluğu, bu onun yükümlülüğü, bu onun görevi

IT IS IMMATERIAL : English Turkish

u davayı etkilemez, bunun önemi yok, bu önemli değil

IT IS IMPERATIVE THAT : English Turkish

-olması şart,
olması zorunlu,
olması hayati,
olması çok önemli

IT IS IMPOSSIBLE TO : English Turkish

-olması imkansız,
olmasına imkan yok

IT IS INDEED : English Turkish

u gerçekten, bu elbette, bu hakikaten, bunun – olduğunu görüyorsunuz

IT IS KNOWN THAT : English Turkish

-olduğu bilinir, insanlar – olduğunun farkında

IT IS LIKELY TO : English Turkish

-olması muhtemel,
olması mümkün

IT IS MISTING : English Turkish

yağmur çiseliyor

IT IS MY AFFAIR : English Turkish

u benim işim, bu beni ilgilendirir, bu benim görevim

IT IS MY PRACTICE TO : English Turkish

-yapma alışkanlığım vardır,
yapmaya alışkınım

IT IS MY TREAT : English Turkish

interj. ben ısmarlıyorum