Multilingual Turkish Dictionary

English

English
JAGGERY : English Turkish

n. bir şeker türü, Hindistan’da palmiye ağaçlarının özünden yapılan iri taneli kahverengi şeker

JAGGIES : English Turkish

n. (Bilgisayar Grafiğinde) bulanık şekilde alınmış ve pürüzlü kenarları olan resimler (düşük çözünürlüklü bilgisayarlarda)

JAGGY : English Turkish

adj. kertikli, dişli, tırtıklı, çentikli

JAGSIEKTE : English Turkish

n. jaagsiekte, jagziekte, koyunlarda görülen kronik akciğer hastalığı (virüsün neden olduğu)

JAGUAR : English Turkish

n. jaguar

JAGUARONDI : English Turkish

n. uzun vücudu ve uzun kuyruğu olan orta büyüklükte tropikal yaban kedisi (Orta ve Güney Amerika’ya özgü)

JAGUARUNDI : English Turkish

n. uzun vücudu ve uzun kuyruğu olan orta büyüklükte tropikal yaban kedisi (Orta ve Güney Amerika’ya özgü)

JAGZIEKTE : English Turkish

n. jaagsiekte, koyunlarda görülen kronik akciğer hastalığı (virüsün neden olduğu)

JAH : English Turkish

n. Jah, Yehova, Yahweh, Tanrı (özellikle Rastafarianizm'de)

JAH : English Turkish

n. yehova

JAHVE : English Turkish

n. yehova

JAHVEH : English Turkish

n. yehova

JAI-ALAI : English Turkish

n. küçük kaya gibi sert bir topun atıldığı ve cesta adı verilen yuvarlak şekli olan potada yakalandığı hentbola benzeyen son derece hızlı bir oyun

JAIL : English Turkish

n. hapishane, hapis, kafes, cezaevi, kodes

JAIL : English Turkish

v. hapsetmek, tutuklamak

JAIL CELL : English Turkish

n. hücre, hapishane hücresi, hükümlünün tutulduğu oda

JAIL-BIRD : English Turkish

hapishane kuşu, hapishanede olan kimse, tutuklu

JAIL-FEVER : English Turkish

n. tifüs, salgın halinde olan tifüs

JAILBAIT : English Turkish

n. çekici genç kız, onunla cinsel ilişkiye girmek hapis cezası ile sonuçlanabilen reşit olmayan kız (Argo)

JAILBIRD : English Turkish

n. hapishane kuşu, hapishane gediklisi

JAILBREAK : English Turkish

n. firar, hapisten kaçma

JAILBREAKER : English Turkish

n. hapishane kaçkını, firari

JAILED : English Turkish

adj. hapsedilmiş, tutuklanmış, kapatılmış, hapse atılmış

JAILER : English Turkish

n. gardiyan, zindancı

JAILHOUSE : English Turkish

n. hapishane, mahpushane, cezaevi