English
JOINTURE : English Turkish
n. kocasının ölümünden sonra karısına miras olarak kalan mülk
JOINTURED : English Turkish
adj. intifa hakkına sahip olan, gelir bağlanmış olan (dul kadın hakkında)
JOINTURESS : English Turkish
n. jointress, gelir bağlanmış olan dul kadın, kocasının ölümünden sonra mülk mirası almış olan kadın
JOIST : English Turkish
n. kiriş, döşeme kirişi
JOIST : English Turkish
v. kiriş takmak
JOJO : English Turkish
n. JoJo, Joanna Noëlle Levesque’nun sahne adı ( 1990 doğumlu), Amerikalı pop ve Ritim & Blues şarkıcısı ve şarkı yazarı
JOJOBA : English Turkish
n. jojoba, mumlu yağ üreten yenilebilir tohumları olan küçük çöl ağacı veya çalısı (Meksika, Arizona ve Kaliforniya’ya özgü); şampuanlarda ve kozmetikte kullanılan jojoba ağacından çıkarılan edilen yağ
JOJOBA OIL : English Turkish
n. jojoba yağı, şampuanlarda ve kozmetikte kullanılan jojoba ağacından çıkarılan edilen yağ
JOKE : English Turkish
n. fıkra, şaka, muziplik, komiklik, alay konusu
JOKE : English Turkish
v. şaka yapmak, espri yapmak, muziplik yapmak, fıkra anlatmak
JOKER : English Turkish
n. şakacı, joker, ahbap, sözleşmeye gizlice eklenen madde, adam
JOKEY : English Turkish
adj. komik, eğlenceli, nükteli; şakalarla dolu; eğlenceli bir şekilde komik olan, gülünç; şaka yapmaya yatkın (ayrıca joky)
JOKING : English Turkish
n. şaka yapma, şakacıktan söyleme
JOKING APART : English Turkish
şaka bir yana, sahiden
JOKING ASIDE : English Turkish
şaka bir yana, ciddi olarak, gerçekten, şaka yapmadan, şaka bir tarafa
JOKINGLY : English Turkish
adv. şaka yollu
JOKY : English Turkish
adj. komik, eğlenceli, nükteli; şakalarla dolu; eğlenceli bir şekilde komik olan, gülünç; şaka yapmaya yatkın (ayrıca jokey)
JOLLIFICATION : English Turkish
n. eğlence, alem, cümbüş
JOLLIFY : English Turkish
v. şenlendirmek, birini neşelendirmek; mutlu olmak; gürültüyle kutlamak
JOLLILY : English Turkish
adv. neşeli bir şekilde, mutlu bir şekilde, neşeyle, sevinçle
JOLLINESS : English Turkish
n. neşe, neşelilik, eğlence
JOLLITY : English Turkish
n. neşe, neşelilik, cümbüş, eğlence
JOLLY : English Turkish
v. ikna etmek, kandırmak, alay etmek, takılmak
JOLLY : English Turkish
adj. neşeli, şen, keyifli, çakırkeyif, hoş, fazlasıyla, su katılmamış
JOLLY : English Turkish
adv. çok, fazlasıyla, son derece, pek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani