Multilingual Turkish Dictionary

English

English
JUDICIAL PROCEEDING : English Turkish

yargılama usulleri

JUDICIAL REVIEW : English Turkish

yargı incelemesi, yargı denetimi; ABD Yüksek Mahkemesinin bir kanunun anayasaya aykırı olup olmadığını belirleme gücü

JUDICIAL SEPARATION : English Turkish

n. mahkeme kararı ile boşanma, mahkeme tarafından onaylanan karı kocanın ayrılığı; ayrı olan ve ayrı yaşayan evli çiftin haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen yargı kararı

JUDICIAL SYSTEM : English Turkish

n. adalet sistemi, hukuk sistemi

JUDICIALLY : English Turkish

adv. kanuna göre, yargısal olarak, mahkemeye göre, yasal süreç ile

JUDICIARY : English Turkish

n. adlı, yargıçlar

JUDICIOUS : English Turkish

adj. makul, akıllıca, akla uygun, aklı başında

JUDICIOUSLY : English Turkish

adv. tedbirli bir şekilde, sağduyulu bir şekilde, ihtiyatlı bir şekilde; akıllıca, makul bir şekilde, iyi karar vererek

JUDICIOUSNESS : English Turkish

n. öngörü, sağduyu, ihtiyat; bilgelik, akıllılık, iyi karar verme

JUDITH : English Turkish

n. Judith, kadın ismi

JUDO : English Turkish

n. judo

JUDOIST : English Turkish

n. judocu, judo yapan kimse (Japon dövüş sanatı şekli)

JUDOKA : English Turkish

n. judocu

JUDY : English Turkish

n. soytarı

JUDY GARLAND : English Turkish

Judy Garland, (
1969, Frances Gumm olarak doğan) en çok “Oz Büyücüsü”ndeki rolüyle hatırlanan Amerikalı ödül sahibi oyuncu ve şarkıcı

JUG : English Turkish

n. testi, çömlek, sürahi, kodes, şakıma, bülbül sesi

JUG : English Turkish

v. kodese tıkmak, güveçte pişirmek, şakımak, ötmek (bülbül)

JUG MAKER : English Turkish

çömlek yapan kimse, çömlekçi, seramikçilikte çalışan kimse

JUGAL : English Turkish

adj. jugal, yanağa veya elmacık kemiğine ait veya ilgili

JUGATE : English Turkish

adj. çift halinde olan, çifter çifter olan; örtüşen

JUGENDSTIL : English Turkish

n. Genç Üslup, Almanya ve Avusturya’da yeni Sanat Akımı

JUGFUL : English Turkish

n. testi dolusu

JUGGED HARE : English Turkish

v. güveçte tavşan yahnisi

JUGGERNAUT : English Turkish

n. inananların önüne atıldığı tekerlekli hint heykeli, körü körüne feda olunan inanç, önüne gelen her şeyi yıkan güç

JUGGERNAUT : English Turkish

n. yıkıcı güç; körü körüne bağlılık veya dayanılmaz fedakârlık gerektiren bir şey;