Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LAPILLUS : English Turkish

n. yanardağdan fırlatılan küçük taş

LAPIN : English Turkish

n. tavşan, adatavşanı; tavşan kürkü

LAPIS : English Turkish

n. lapis, taş (Latince); lacivert taşı, mücevher olarak kullanılan koyu mavi mineral; gök mavisi, gökyüzü rengi

LAPIS LAZULI : English Turkish

lâcivert taşı

LAPLAND : English Turkish

n. Laponya, Lapland

LAPLANDER : English Turkish

n. Laponyalı

LAPP : English Turkish

n. Lapon, Laponyalı

LAPP : English Turkish

adj. laponyalı

LAPPA : English Turkish

n. dulavratotu, küçük dikenli tohum kabukları olan iki yıllık bitki

LAPPAGE : English Turkish

n. bir kişi tarafından sahip olunan arazi parçasının başka birinin sahip olduğu arazi ile üst üste geldiği durum (Hukuk)

LAPPED IN LUXURY : English Turkish

adj. lüks içinde, lükse gömülmüş

LAPPER : English Turkish

n. şapırdatan kimse, sıvı bir şeyi şapır şupur içen kimse

LAPPET : English Turkish

n. sarkık şey, sarkan parça

LAPPING : English Turkish

n. lepleme, birbirine bindirme, kenarların üst üste gelmesi; örtüşüm; pamuklu baskıda kullanılan sargı malzemesi

LAPPISH : English Turkish

adj. Laponyalı

LAPSABLE : English Turkish

adj. hata yapmaya eğilimli olan (Eski kullanım); sonlandırma veya vadesi dolma ihtimali olan (Hukuk)

LAPSE : English Turkish

n. yanılma, sapma, hata, yanlış, sürçme, kaytarma, kaçma, geçme, sona erme

LAPSE : English Turkish

v. geçmek, akıp gitmek, bitmek, dolmak, kaymak, sapmak, hata yapmak, kaçmak, zaman aşımına uğramak, düşmek

LAPSE FROM DUTY : English Turkish

n. görevden kaçma

LAPSE INTO : English Turkish

-e dalmak,
içine geriye doğru kaymak,
içine çökmek

LAPSE OF JUSTICE : English Turkish

n. adli hata

LAPSE OF MEMORY : English Turkish

unutkanlık, hafıza kaybı

LAPSE OF PEN : English Turkish

n. yazım hatası

LAPSE OF TASTE : English Turkish

n. zevksizlik

LAPSE OF TIME : English Turkish

zaman aşımı, zaman dilimi, süre