Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LESSEE : English Turkish

n. kiracı, kiralayan

LESSEN : English Turkish

v. eksilmek, azalmak, azaltmak, küçültmek, küçük düşürmek

LESSENING : English Turkish

n. azaltma, eksiltme, küçültme

LESSER : English Turkish

adj. daha az, daha küçük, küçük olanı

LESSER BEAR : English Turkish

küçükayı [astr.]

LESSER CELANDINE : English Turkish

n. basurotu

LESSER DOG : English Turkish

küçük köpek burcu [astr.]

LESSER EVIL : English Turkish

kötünün iyisi, bir grup kötü seçenek arasında en iyi olan bir şey

LESSER OF THE TWO EVILS : English Turkish

ehvenişer, daha az kötü olan seçenek, en azından bu kadar

LESSER OF TWO EVILS : English Turkish

ehvenişer, hiçbiri, iyi olmayan iki kötü seçenekten biraz daha fazla hoşa giden

LESSER OFFENSE : English Turkish

n. hafif suç

LESSER WAIN : English Turkish

n. küçükayı [astr.]

LESSING : English Turkish

n. bir soyadı; Gotthold Ephraim (
1781), Alman filozof ve oyun yazarı ("Nathan the Wise" adlı oyunu ile ünlü)

LESSON : English Turkish

n. ders, ibret

LESSON INTRODUCTION : English Turkish

giriş dersi, konunun gösteri kullanarak genel hatlarıyla sunulduğu açılış dersi

LESSON PLAN : English Turkish

ders planı, öğretilecek konuları ve ders saatlerini gösteren öğretmen tarafından düzenlenen plan

LESSOR : English Turkish

n. kiraya veren kimse

LEST : English Turkish

conj. olmasın diye, etmesin diye, olmaya ki

LEST SOMETHING SHOULD HAPPEN TO HIM : English Turkish

ona bir şey olmasın diye, başına kötü bir şey gelecek korkusu ile, onun yaralanmaması lazım

LET : English Turkish

n. kiraya verme, kiraya verilmiş mülk, teniste yeniden servis atma nedeni, engel

LET : English Turkish

v. bırakmak, izin vermek, meydan vermek, ses çıkarmamak, kiraya vermek, vermek, ihale etmek, kiraya verilmek, dirmek, dürmek

LET : English Turkish

interj. bırak olsun, bırak yapsın

LET A FLAT : English Turkish

daire kiralamak, daireyi kiraya vermek

LET ALONE : English Turkish

şöyle dursun

LET AN OPPORTUNITY SLIP : English Turkish

v. fırsatı kaçırmak