English
LET BE : English Turkish
kendi haline bırakmak, rahat bırakmak, karışmamak
LET BLOOD : English Turkish
kan akıtmak, kanın dışarı çıkmasına izin vermek
LET BYGONES BE BYGONES : English Turkish
geçmiş geçmişte kalsın, geçmişte kalsın, olan oldu, olanları unutalım
LET DAYLIGHT INTO SMTH : English Turkish
aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak
LET DOWN : English Turkish
indirmek, düşürmek, yüzüstü bırakmak, hayal kırıklığına uğratmak, atlatmak, rezil etmek
LET DOWN THE BARS : English Turkish
parmaklıkları indirmek, bir bölmeyi yıkmak, ayıran bir şeyi kaldırmak; engelleri kaldırmak, sınırlandırmaları kaldırmak
LET ESCAPE : English Turkish
v. kaçırmak
LET FALL : English Turkish
düşürmek, ağzından kaçırmak
LET FALL A PERPENDICULAR : English Turkish
v. şakül sarkıtmak
LET FLY : English Turkish
ateşlemek, uçurmak, atmak, ateş etmek, patlamak, ağzına geleni söylemek
LET FLY AT SMB : English Turkish
ağzına geleni söylemek, ateş etmek, tokadı yapıştırmak
LET GO : English Turkish
ırakmak, serbest bırakmak, boşlamak, gevşetmek, koyvermek, gevşemek, rahatlamak, kendini koyvermek, işine son vermek, salıvermek
LET GO ONE'S HOLD OF : English Turkish
v. salıvermek, serbest bırakmak
LET GO! : English Turkish
ırak!, durdur bunu!, bırak şunu!, kes şunu!, onu bırak!
LET GRASS GROW UNDER HIS FEET : English Turkish
vakit kaybetmek, zamanı boşa geçirmek, vaktini boşa harcamak
LET HIM ALONE : English Turkish
onu yalnız bırak, onu kendi haline bırak, onu rahatsız etme, onu kendi başına bırak
LET HIM BE : English Turkish
onu kendi haline bırak, onu yalnız bırak, onu kendi başına bırak
LET HIM DO THE TALKING : English Turkish
ırak konuşsun
LET HIM INTO : English Turkish
onu içeri aldı, onu gizlice içeri soktu
LET HIM STEW IN HIS OWN JUICE : English Turkish
ne hali varsa görsün
LET HIS HAIR GROW LONG : English Turkish
saçını uzattı, çözüp bıraktı, çözdü
LET IN : English Turkish
gömmek, içeri almak, almak, sokmak, sırrını açmak, sırdaş etmek, içeri sokmak
LET IN THE CLUTCH : English Turkish
v. ambreyaj yapmak
LET IT ALL HANG OUT : English Turkish
(Argo) kendini koyuvermek, çekinmeden hareket etmek, rahatlamak, gevşemek
LET IT GO : English Turkish
v. kafaya takmamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani