Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LIVED LONG : English Turkish

uzun bir ömür yaşadı, uzun yaşamı vardı, çok yıl yaşadı

LIVED ON : English Turkish

ile geçindi, ile varlığını sürdürdü, ile yaşadı; yaşamaya devam etti

LIVED UP TO HIS PRINCIPLES : English Turkish

ilkelerine bağlı olarak yaşadı, inançlarına bağlı kaldı, şahsi görüşlerinden ödün vermedi

LIVEDO : English Turkish

n. (Dermatoloji) livedo, mavimsi siyah leke ile tanımlanan ciltte kan birikmesi nedeniyle oluşan rahatsızlık; ciltte görülen rengi değişmiş iz veya leke

LIVELIHOOD : English Turkish

n. geçim, geçimini sağlama

LIVELINESS : English Turkish

n. canlılık, parlaklık

LIVELONG : English Turkish

adv. boyunca

LIVELY : English Turkish

adj. canlı, hayat dolu, enerjik, parlak, heyecanlandırıcı, neşeli, eğlenceli

LIVELY COLORS : English Turkish

canlı renkler, parlak renkler, mutluluk veren renkler

LIVELY DESCRIPTION : English Turkish

canlı tasvir, anlatım, hevesli anlatım

LIVELY PERSON : English Turkish

hayat dolu kimse, enerjik kimse, dinç kimse

LIVEN : English Turkish

v. canlandırmak, neşelendirmek, canlanmak, neşelenmek

LIVEN UP : English Turkish

canlandırmak, neşelendirmek, canlanmak, neşelenmek

LIVENER : English Turkish

n. canlılık kazandıran kimse veya şey, canlandıran kimse veya şey, neşelendiren veya hareketlendiren kimse veya şey

LIVENING : English Turkish

n. canlandırma, canlılık kazandırma, keyiflendirme veya neşelendirme

LIVENING : English Turkish

adj. canlandıran, canlılık katan, hareketlendiren, neşelendiren, ilham veren

LIVER : English Turkish

n. karaciğer, ciğer

LIVER CANCER : English Turkish

karaciğer kanseri, kötücül urlar ile tanımlanan karaciğer hastalığı

LIVER CIRRHOSIS : English Turkish

karaciğer sirozu, kronik karaciğeri iltihabı (Tıp)

LIVER COLORED : English Turkish

adj. karaciğer renginde olan, kırmızımsı kahverengi renkte olan; karaciğer rengine benzer koyu kırmızımsı kahverengi rengi olan; karaciğer rengine sahip olan (kırmızımsı kahverengi)

LIVER COLOURED : English Turkish

adj. karaciğer renginde olan, kırmızımsı kahverengi renkte olan; karaciğer rengine benzer koyu kırmızımsı kahverengi rengi olan; karaciğer rengine sahip olan (kırmızımsı kahverengi)

LIVER SPOTS : English Turkish

n. karaciğer lekeleri, yaşlılık lekeleri, yaşlılık nedeniyle oluşan koyu renkli alan; güneşe maruz kalan vücut bölgelerinde görülen kahverengi siyah lekeler

LIVER TRANSPLANT : English Turkish

karaciğer nakli, bir kişinin karaciğerinin başka birine yerleştirildiği durum (Tıp)

LIVERED : English Turkish

adj. karaciğeri olan, belli bir tür karaciğere sahip olan

LIVERIED : English Turkish

adj. üniformalı