Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LIVIDNESS : English Turkish

n. morluk, grilik

LIVING : English Turkish

n. hayat, yaşam, yaşama, geçim, oturma, papazlık makamı

LIVING : English Turkish

adj. yaşayan, sağ, canlı, güncel, hayat

LIVING APART TOGETHER : English Turkish

n. evli olmadan samimi ilişki sürdürmek, bir çiftin evli olmadığı ayrı evlerde yaşadığı ancak samimi ilişkide bulunduğu durum

LIVING BEING : English Turkish

n. canlı, canlı varlık

LIVING BEINGS : English Turkish

n. canlılar

LIVING CONDITIONS : English Turkish

hayat şartları, yaşam koşulları

LIVING CREATURE : English Turkish

canlı, canlı varlık

LIVING CREATURES : English Turkish

n. canlılar

LIVING DEATH : English Turkish

yaşayan ölü, ölümden daha kötü olan yaşam şekli

LIVING DOLL : English Turkish

n. taşbebek, tapılacak kişi, güzel kime, mükemmel kimse

LIVING FOSSIL : English Turkish

yaşayan fosil, onunla en yakın ilişkide olan organizmaların nesli tükenmiş veya sadece fosil şeklinde var oldukları canlı organizma

LIVING HISTORY : English Turkish

tarihi olaylar canlandırma, eğitim veya koruma amacıyla tarihi olay yerlerini veya olayları yeniden sahneleme

LIVING LANGUAGE : English Turkish

yaşayan dil, şu anda konuşulmakta olan dil

LIVING LEGEND : English Turkish

yaşayan efsane, yaşam süresi içinde çok ünlü olmuş olan kimse

LIVING QUARTERS : English Turkish

yaşam alanları, konut, mesken, karargah

LIVING ROOM : English Turkish

oturma odası, salon

LIVING SOUL : English Turkish

yaşayan insan, faal kimse, hayatta olan kimse

LIVING SPACE : English Turkish

yaşam yeri, hayat sahası

LIVING STANDARD : English Turkish

hayat standardı, yaşam seviyesi, hayat tarzı derecesi

LIVING WAGE : English Turkish

geçinmeye yetecek ücret

LIVINGSTONE : English Turkish

n. bir soyadı; David Livingstone (
1873), İskoçyalı kaşif ve misyoner

LIVNI : English Turkish

n. bir soyadı; Zipi Livni (1958 doğumlu), 31'inci İsrail hükümetinde İsrail Dışişleri Bakanı

LIVY : English Turkish

n. Titus Livius (59 BC-AD 17), MÖ. 753'teki kuruluşundan itibaren 142 ciltte Roma'nın ihtişamlı tarihini yazan Romalı tarihçi

LIXIVIATE : English Turkish

v. yıkayarak ayrıştırmak