Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MAKE TOUCH : English Turkish

v. dokundurmak

MAKE TRACKS : English Turkish

acele gitmek, sıvışmak

MAKE TRACKS FOR : English Turkish

gitmek üzere ayrılmak, yolunu tutmak

MAKE TROUBLE : English Turkish

ortalığı karıştırmak

MAKE UNDERSTAND : English Turkish

anlamasını sağlamak, hissettirmek, sezdirmek

MAKE UP : English Turkish

n. oluşturmak, toparlamak, barışmak, uydurmak, uyduruvermek, makyaj yapmak, telâfi etmek

MAKE UP A PURSE FOR : English Turkish

v. parası biriktirmek, para biriktirmek (için)

MAKE UP EXAM : English Turkish

n. bütünleme sınavı

MAKE UP FOR : English Turkish

telâfi etmek

MAKE UP FOR LOST TIME : English Turkish

v. zaman kaybını telâfi etmek

MAKE UP LEEWAY : English Turkish

gecikmeyi telâfi etmek, zaman kaybını telâfi etmek

MAKE UP ONE'S ACCOUNT WITH : English Turkish

hesaplaşmak, hıncını almak

MAKE UP ONE'S MIND : English Turkish

v. karar vermek, karara varmak

MAKE UP TO : English Turkish

gözüne girmeye çalışmak

MAKE UP TO FIVE : English Turkish

v. beşlemek

MAKE USE OF : English Turkish

kullanmak, faydalanmak, yararlanmak

MAKE WAR : English Turkish

savaşmak

MAKE WATER : English Turkish

işemek, çiş yapmak

MAKE WHOOPEE : English Turkish

şamata yapmak, alem yapmak

MAKE WORSE : English Turkish

kötüleştirmek

MAKE YOURSELF AT HOME : English Turkish

kendi eviniz gibi bulun

MAKEFAST : English Turkish

n. iskele babası, şamandıra

MAKER : English Turkish

n. yapan, fail, yaratan, bono imzalayan kimse

MAKESHIFT : English Turkish

n. geçici önlem, geçici çözüm

MAKESHIFT : English Turkish

adj. eğreti, geçici, geçici önlem türünden