Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OBREPTION : English Turkish

n. sessizce yaklaşarak (birine) hareket etme (Eski kullanım)

OBREPTITIOUS : English Turkish

adj. kurnaz, açıkgöz, tilki gibi, hilekâr

OBROGATION : English Turkish

n. bir kanunun iptali, bir yasayı değiştirme

OBSCENE : English Turkish

adj. müstehcen, açık saçık, ağıza alınmaz, pis

OBSCENE CONNOTATION : English Turkish

müstehcen yan anlam, kaba anlam, edebe aykırı çağrışımları olan ikinci anlam

OBSCENE LANGUAGE : English Turkish

müstehcen dil, kaba dil, kaba kelimeler, bayağı dil

OBSCENE LIBEL : English Turkish

n. müstehcen yayın

OBSCENE SUGGESTION : English Turkish

n. terbiyesiz teklif, uygunsuz teklif (genellikle cinsel ilişki teklifi)

OBSCENE TALKER : English Turkish

n. ayıpçı, açık saçık konuşan kimse, ağzı bozuk, küfürbaz

OBSCENELY : English Turkish

adv. müstehcen bir şekilde, açık saçık bir şekilde; uygunsuz veya bayağı bir şekilde

OBSCENITIES : English Turkish

n. ayıp, terbiyesiz sözler

OBSCENITY : English Turkish

n. müstehcenlik, açık saçıklık, iğrençlik, müstehcen şey

OBSCURANT : English Turkish

n. gerici, cahillik yanlısı

OBSCURANTICISM : English Turkish

n. anlaşılmaz olma durumu, belirsizlik; gelişme ve entelektüel ilerleme karşıtlığı (siyasi ve/veya sosyal)

OBSCURANTISM : English Turkish

n. gericilik

OBSCURANTIST : English Turkish

n. gerici

OBSCURANTIST : English Turkish

adj. gerici, cehalet yanlısı

OBSCURATION : English Turkish

n. karartma, kararma, karanlık, ay tutulması

OBSCURATIVE : English Turkish

adv. karanlık; sisli, belirsiz; karışık

OBSCURE : English Turkish

v. karartmak, karanlık yapmak, belirsizleştirmek, gizlemek, örtbas etmek, saklamak

OBSCURE : English Turkish

adj. karanlık, loş, belirsiz, karışık, anlaşılmaz, telâffuzu zor, kuytu, ücra, gözlerden uzak, bilinmeyen

OBSCURELY : English Turkish

adv. anlaşılması güç bir şekilde, kapalı bir şekilde; belirsizce, hayal meyal

OBSCUREMENT : English Turkish

n. engelleme; sisli olma; belirsizlik, açık seçik olmama

OBSCURENESS : English Turkish

n. belirsizlik, muğlaklık; bulanıklık, pusluluk; fark edilir olmama, ayırt edilememe

OBSCURER : English Turkish

n. anlaşılmaz yapan kimse; karartan kimse veya şey; belirsiz hale getiren kimse veya şey; şaşırtan kimse veya şey