Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OVERSTAY : English Turkish

v. çok uzun kalmak, gereğinden fazla kalmak

OVERSTAY ONE'S TIME : English Turkish

v. zamanını aşmak

OVERSTAY ONE'S WELCOME : English Turkish

çok kalıp kendini kovdurmak, misafirliğin tadını kaçırmak

OVERSTEP : English Turkish

v. aşmak (sınır), tecâvüz etmek (sınır)

OVERSTOCK : English Turkish

v. fazla stok yapmak, fazla doldurmak

OVERSTRAIN : English Turkish

n. aşırı yorgunluk, fazla zorlama

OVERSTRAIN : English Turkish

v. aşırı yormak, aşırı zorlamak, aşırı gerilmek

OVERSTRUNG : English Turkish

adj. aşırı gergin, çok gergin, fazla heyecanlı

OVERSUPPLY : English Turkish

n. fazlasıyla karşılama, fazlalık

OVERT : English Turkish

adj. açık, aşikâr, meydanda

OVERT ACT : English Turkish

n. açıkça yapılan hareket

OVERT HOSTILITY : English Turkish

n. açık düşmanlık

OVERT MARKET : English Turkish

n. halka açık pazar, serbest pazar

OVERTAKE : English Turkish

v. yetişmek, yetişip geçmek, sollamak, yakalamak, bastırmak (yağmur vb)

OVERTASK : English Turkish

v. fazla iş vermek, fazla külfet yüklemek

OVERTAX : English Turkish

v. aşırı vergi uygulamak, ağır vergi koymak, aşırı yüklenmek, taşırmak (sabır)

OVERTHROW : English Turkish

n. düşürme, hükümeti devirme, çökertme

OVERTHROW : English Turkish

v. yıkmak, devirmek, düşürmek, çökertmek

OVERTIME : English Turkish

adv. fazla mesai yaparak

OVERTIME : English Turkish

n. fazla mesai, fazla mesai ücreti

OVERTIME PAY : English Turkish

n. fazla mesai ücreti

OVERTIRE : English Turkish

v. çok yormak

OVERTONE : English Turkish

n. armonik ses, ardında yatan anlam, ima edilen fikir, ikinci plândaki renk

OVERTOP : English Turkish

v. tepesini aşmak, üstünlük sağlamak

OVERTOWER : English Turkish

v. tepesini aşmak, üstünlük sağlamak