Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OVERPROOF : English Turkish

adj. fazla alkollü

OVERPROPORTION : English Turkish

n.
e oranlı olarak fazla olma,
e oranla fazla olma durumu; orantısız olma durumu

OVERPROTECT : English Turkish

v. gereğinden fazla korumak, çok fazla korumak; aşırı defansif olmak

OVERPROTECTED : English Turkish

adj. aşırı korunan, aşırı korunaklı, çok fazla muhafazalı

OVERPROTECTION : English Turkish

n. aşırı koruma, gereğinden fazla koruma

OVERPROTECTIVE : English Turkish

adj. aşırı koruyucu, aşırı derecede sahip çıkan, normal standartların ötesinde koruma sağlayan

OVERPROUD : English Turkish

adj. aşırı gururlu, gereğinden fazla gururlu

OVERPUBLICISE : English Turkish

v. fazlasıyla halka duyurmak, fazlasıyla halkı haberdar etmek

OVERPUBLICIZE : English Turkish

v. fazlasıyla halka duyurmak, fazlasıyla halkı haberdar etmek

OVERQUALIFIED : English Turkish

adj. belirli bir iş için gereğinden fazla ehliyetli, bir pozisyon için aşırı vasıflı; bir pozisyon için fazla nitelikli

OVERRATE : English Turkish

v. fazla değer vermek, gözünde büyütmek, gereğinden fazla değer biçmek

OVERRATED : English Turkish

adj. fazla değer verilmiş, fazla değer biçilmiş; abartılı takdir veya önem verilen

OVERREACH : English Turkish

v. hile ile yenmek, arka ayağı ön ayağına değmek (at), boyunu aşmak

OVERREACH ONESELF : English Turkish

oyunda büyük işe kalkışmak, yapamayacağı işe kalkışıp becerememek

OVERRIDE : English Turkish

v. atı yormak, at ile üzerinden geçmek, çiğnemek, ağır basmak, hakkını çiğnemek, üst üste binmek (kırık kemik), hükümsüz kılmak

OVERRIDE ONE'S AUTHORITY : English Turkish

v. yetkisini aşmak

OVERRIDING : English Turkish

adj. ağır basan, başta gelen

OVERRULE : English Turkish

v. reddetmek, geçersiz kılmak, iptal etmek, hükmetmek

OVERRUN : English Turkish

v. istilâ etmek, aşmak, haddini aşmak, fazla çalıştırmak (makine), yeniden dizgi yapmak

OVERSEA : English Turkish

adj. denizaşırı

OVERSEA : English Turkish

adv. denizaşırı

OVERSEAS : English Turkish

adv. denizaşırı, denizaşırı ülkelerde, denizaşırı ülkelere

OVERSEAS CALL : English Turkish

uluslararası konuşma (okyanustan)

OVERSEE : English Turkish

v. gözetmek, denetlemek, yönetmek

OVERSEER : English Turkish

n. denetmen, gözetmen, müfettiş, yönetici