Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PERISHABLE : English Turkish

adj. çabuk çürüyen, kolay bozulan

PERISHED : English Turkish

adj. mahvolmuş

PERISHER : English Turkish

n. afacan, haydut, yaramaz

PERISHING : English Turkish

adj. öldürücü, dondurucu

PERISHING COLD : English Turkish

n. dondurucu soğuk

PERISTALSIS : English Turkish

n. bağırsakların yutma hareketleri

PERISTALTIC : English Turkish

adj. bağırsak hareketlerine ait

PERISTYLE : English Turkish

n. sütunlu avlu, sütunlar dizisi

PERITONEUM : English Turkish

n. periton, karın zarı

PERITONITIS : English Turkish

n. peritonit, karın zarı iltihabı

PERIWIG : English Turkish

n. peruk

PERIWINKLE : English Turkish

n. cezayir menekşesi [bot.], deniz salyangozu, küçük bir tür deniz salyangozu

PERJURE ONESELF : English Turkish

v. yalan yere yemin etmek, yeminini bozmak

PERJURED : English Turkish

adj. yalan tere yemin etmekten suçlu, yalancı şahitliğe dayanan

PERJURER : English Turkish

n. yalan yere yemin eden, yalancı şahit

PERJURY : English Turkish

n. yalan yere yemin, yalancı şahitlik, yeminini bozma

PERK : English Turkish

n. maaştan hariç kazanılan para, ek ödeme, ikramiye, tip

PERK : English Turkish

v. canlanmak, neşelenmek, kendine gelmek, dikmek, kaldırmak, başını dikmek

PERK ONESELF : English Turkish

v. canlanmak, iyileşmek

PERK ONESELF UP : English Turkish

v. canlanmak, iyileşmek

PERK UP : English Turkish

canlanmak, neşelenmek, kendine gelmek, dikmek, kaldırmak, başını dikmek, güzelleştirmek

PERKINESS : English Turkish

n. canlılık, neşelilik, hoppalık

PERKY : English Turkish

adj. canlı, neşeli, hoppa, arsız, şımarık

PERL : English Turkish

n. metin işleme ve taşıma amaçlı programlama dili (Bilgisayar); bir bayan ismi; bir soyadı

PERLMAN : English Turkish

n. bir soyadı; Itzhak Perlman (1945 doğumlu) 20'nci yüzyılın en büyük keman sanatçılarından biri olarak kabul edilen israil asıllı ABD'li keman virtüözü (teknik zekası ile ünlüdür)