Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PLUNDER : English Turkish

v. yağmalamak, talan etmek, soymak, çalmak

PLUNDERER : English Turkish

n. yağmacı, çapulcu, soyguncu

PLUNGE : English Turkish

n. dalış, dalma, atılma, riskli girişim, ileri fırlama (at), dalma havuzu

PLUNGE : English Turkish

v. daldırmak, batırmak, saplamak, dalmak, atılmak, batmak, düşmek, darmadağın edilmek, altüst edilmek, büyük oynamak (kumar)

PLUNGED IN THOUGHT : English Turkish

adj. dalgın, düşünceye dalmış

PLUNGER : English Turkish

n. dalgıç, dalma pistonu, tulumba pistonu, büyük oyuncu, kumarbaz, spekülatör

PLUNK : English Turkish

n. çarpmak

PLUNK : English Turkish

v. düşmek, vurmak, patlamak, gümlemek

PLUNK : English Turkish

adv. güm diye, küt diye, dan diye, tam, tam ortasına

PLUPERFECT : English Turkish

n. önceki geçmiş zaman, geçmiş zamanın hikâyesi

PLUPERFECT TENSE : English Turkish

n. önceki geçmiş zaman, geçmiş zamanın hikâyesi

PLURAL : English Turkish

n. çoğul

PLURAL : English Turkish

adj. çoğul, çoklu

PLURALISM : English Turkish

n. çoğulluk, çoğulculuk, birden fazla makamı olma (din)

PLURALIST : English Turkish

n. çoğulcu, pluralist

PLURALITY : English Turkish

n. çokluk, çoğulluk, çoğunluk, ekseriyet, birden fazla makamı olma (din)

PLURALIZE : English Turkish

v. çoğullaştırmak, çoğul olarak kullanmak, birden fazla işi olmak

PLUS : English Turkish

n. artı, fazlalık, pozitif miktar

PLUS : English Turkish

adj. artı, fazla, pozitif

PLUS : English Turkish

prep. bir de, ayrıca, daha, ilavesiyle

PLUS FOURS : English Turkish

golf pantolonu

PLUS QUANTITY : English Turkish

n. fazla miktar

PLUS SIGN : English Turkish

n. artı işareti

PLUSAGE : English Turkish

n. ek miktar, ilave

PLUSH : English Turkish

n. peluş