Multilingual Turkish Dictionary English

PURBLIND : English Turkish

adj. yarı kör, dar görüşlü, anlayışsız, mankafa

PURCELL : English Turkish

n. bir soyadı; Henry Purcell (
1695) İngiliz besteci ve orgcu, "Dido ve Aeneas" operasının bestecisi

PURCHASABLE : English Turkish

adj. satın alınabilir, alınabilir

PURCHASE : English Turkish

n. satın alma, alım, mübayaa, satın alınan şey, toprak geliri, mekanik güç, makara sistemi, sıkı tutma, etki, nüfuz, vesile, dayanak noktası

PURCHASE : English Turkish

v. satın almak, elde etmek, kazanmak, kaldıraçla kaldırmak, manivela ile çekmek

PURCHASE ACCOUNT : English Turkish

n. satın alma hesabı, mübayaa hesabı

PURCHASE AND SALE : English Turkish

n. alım satım

PURCHASE DISCOUNT : English Turkish

n. iskonto, indirim

PURCHASE MONEY : English Turkish

n. bedel

PURCHASE PRICE : English Turkish

alış fiyatı

PURCHASE TAX : English Turkish

alım vergisi

PURCHASER : English Turkish

n. alıcı, müşteri

PURCHASING : English Turkish

n. satın alma

PURCHASING AGENT : English Turkish

n. mübayaacı, satın almacı, satın alma görevlisi

PURCHASING DEPARTMENT : English Turkish

satın alma departmanı

PURCHASING MANAGER : English Turkish

n. satın alma müdürü

PURCHASING POWER : English Turkish

alım gücü, satın alma gücü

PURDAH : English Turkish

n. kaçgöç (hint), peçe (hint), kadınların taktıkları örtü

PURDUE : English Turkish

n. bir soyadı; Indiana'da (ABD) bulunan bir üniversite

PURDUE UNIVERSITY : English Turkish

Purdue üniversitesi, eyalet çapında yedi kampüste faaliyet gösteren Indiana'da (ABD) devlet üniversitesi

PURE : English Turkish

adj. saf, arı, katıksız, pak, katışıksız, katkısız, salt, temiz, lekesiz, namuslu, sade, sırf, teorik, kuramsal, safkan

PURE AND SIMPLE : English Turkish

adj. bal gibi

PURE GOLD : English Turkish

som altın, saf altın

PURE MATHEMATICS : English Turkish

kuramsal matematik

PURE MINDED : English Turkish

saf, temiz kalpli, iyi niyetli