Multilingual Turkish Dictionary English

PUSILLANIMITY : English Turkish

n. korkaklık, pısırıklık

PUSILLANIMOUS : English Turkish

adj. korkak, ödlek, tabansız, pısırık

PUSKAS : English Turkish

n. bir soyadı; Ferenc Puskas (1927 doğumlu), bir futbol efsanesi haline gelen tüm zamanların en ünlü önde gelen Macar futbolcusu (lakabı "Dörtnala Giden Binbaşı")

PUSS : English Turkish

n. kedi, pisi, genç kız, yaban tavşanı, yüz, surat

PUSS IN BOOTS : English Turkish

çizmeli kedi

PUSS IN THE CORNER : English Turkish

köşe kapmaca oyunu

PUSSY : English Turkish

n. kedi, pisi, kuku, pıtış, am, kadın cinsel organı

PUSSY FOOTS : English Turkish

n. sessizce yürüme, kedi yürüyüşü, düşüncesini belirtmeme

PUSSY WILLOW : English Turkish

keçisöğüdü

PUSSYCAT : English Turkish

n. kedicik, kedi, pisi pisi

PUSSYFOOT : English Turkish

v. kedi gibi sessizce yürümek, sessizce yürümek, fikrini belirtmemek

PUSTULE : English Turkish

n. sivilce, kabartı, kabarcık

PUT : English Turkish

adj. hareketsiz, sabit

PUT : English Turkish

n. para koyma, yatırma, atış, fırlatma, hamle

PUT : English Turkish

v. koymak, bırakmak, yerleştirmek, tıkmak, atmak, sokmak, çevirisini yapmak, tercüme etmek, para koymak, yatırım yapmak, yüklemek, kurmak, sınamak, denemek

PUT A BAN ON : English Turkish

v. yasaklamak, yasak koymak, afaroz etmek

PUT A JERK IN IT : English Turkish

v. çabuk olmak, acele etmek

PUT A JINX ON : English Turkish

v. uğursuzluk getirmek, büyü yapmak

PUT A LADDER : English Turkish

v. merdiven dayamak

PUT A PERIOD TO : English Turkish

nokta koymak, sonuçlandırmak

PUT A PREMIUM ON : English Turkish

v. teşvik etmek

PUT A QUESTION TO : English Turkish

soru sormak

PUT A SLUR ON : English Turkish

v. leke sürmek, iftira etmek

PUT A SPOKE IN SMB.'S WHEEL : English Turkish

engel olmak, işine çomak sokmak, taş koymak

PUT A STAY ON : English Turkish

n. engel olmak