Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PUT A STOP TO : English Turkish

durdurmak, son vermek, bitirmek, nokta koymak

PUT ABOUT : English Turkish

yaymak (söylenti), kızdırmak, canını sıkmak, dönmek (gemi), yön değiştirmek

PUT ACCOUNT : English Turkish

v. yararlanmak, kullanmak

PUT ACROSS : English Turkish

taşımak, iletmek, götürmek, başarı ile tamamlamak, yutturmak, kandırmak

PUT ALL THE GOODS IN THE SHOPWINDOW : English Turkish

her şeyi ortaya dökmek, her şeyi açıklamak, açıkça konuşmak

PUT AN END TO : English Turkish

itirmek, son vermek, sona erdirmek

PUT AN END TO ONESELF : English Turkish

v. hayatına son vermek, intihar etmek

PUT ASHORE : English Turkish

v. karaya çıkarmak

PUT ASIDE : English Turkish

ir kenara bırakmak, askıya almak, kenara koymak, kaldırmak, biriktirmek

PUT AT RISK : English Turkish

iske atmak, tehlikeye atmak

PUT AWAY : English Turkish

ir kenara bırakmak, kenara koymak, biriktirmek, kaldırmak, bırakmak, akıl hastanesine kapatmak, silip süpürmek, tıkınmak, hakkından gelmek, ortadan kaldırmak, öldürmek, denize açılmak

PUT BACK : English Turkish

engel olmak, geciktirmek, geriye almak, geri koymak, yerine koymak, geri dönmek, sekte vurmak

PUT BY : English Turkish

kaldırmak, kenara koymak, biriktirmek, bir kenarda tutmak, saklamak

PUT DOWN : English Turkish

astırmak, yere koymak, indirmek, öldürmek (hayvan), kısmak, azaltmak, düşürmek, ucuzlatmak, yazmak, tahmin etmek, eleştirmek, tenkit etmek, yüklemek, değer biçmek, sanmak, koymak

PUT FAITH IN : English Turkish

v. inancı olmak, inanmak, güvenmek

PUT FORTH : English Turkish

ileri sürmek, iddia etmek, yayınlamak, ortaya koymak, göstermek, harcamak (çaba)

PUT FORWARD : English Turkish

öne sürmek, ileri almak, öne çıkarmak, ileri sürmek, iddia etmek, sunmak

PUT IN : English Turkish

yerleştirmek, sokmak, içeri sokmak, araya girmek, olay çıkarmak, sunmak, katmak, ilave etmek, eklemek, geçirmek (vakit), limana girmek, gelmek (istasyona), başvurmak

PUT IN A CLAIM FOR : English Turkish

v. hak iddia etmek

PUT IN A FLURRY : English Turkish

v. telaşlandırmak

PUT IN A NUTSHELL : English Turkish

özetle söylemek, kısaca belirterek

PUT IN A WORD : English Turkish

v. ilave yapmak, bir şey eklemek, sözünü kesmek, araya girmek

PUT IN AN APPEARANCE : English Turkish

katılmak, yeralmak, görünmek, uğramak

PUT IN BARRELS : English Turkish

v. fıçılamak

PUT IN FOR : English Turkish

v. başvurmak