Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TIZZY : English Turkish

n. aşırı heyecan, telaş

TJX : English Turkish

Massachusetts merkezli ABD şirketi, birtakım spot perakende giyim ve mobilya mağaza zincirleri sahibi ve işletmecisi

TK : English Turkish

n. (Bilgisayar) yazılım uygulamaları için grafiksel kullanıcı arayüzleri geliştirmek için kullanılan proğram geliştirme aletleri seti (Scriptics, Inc. tarafından geliştirilen ve dağıtımı yapılan)

TKO : English Turkish

n. teknik nakavt, bir boks maçının hakem tarafından boksörlerden birinin ciddi şekilde yaralanmadan fiziksel olarak maçı tamamlayamayacağının ilanı ile sona ermesi (Teknik Nakavt) (Boks)

TLC : English Turkish

n. hassas aşk bakımı, sıcaklık ve besleme, aşk tedavisi (Argo)

TLR : English Turkish

üç harfli kısaltma, üç harften oluşan kısaltma (İnternet argosu)

TM : English Turkish

ticari marka

TMESIS : English Turkish

n. mürekkep kelimenin içine başka bir kelimenin sokulması

TMJ : English Turkish

alt çenenin kafatasına bağlandığı birleşme yeri (kulakların yakınında bulunan)

TMP : English Turkish

n. geçici, TMP uzantısı, bir proğram tarafından geçici olarak bilgileri kaydetmek için açılan geçici bir dosyayı gösteren uzantı (Bilgisayar)

TMP EXTENSION : English Turkish

geçici uzantı, bir proğram tarafından geçici olarak bilgi kaydetmek için yaratılan geçici dosya uzantısı

TMP FILE : English Turkish

ir proğram tarafından geçici bilgileri kaydetmek için yaratılan geçici dosya

TN : English Turkish

n. toron, radonun radyoaktif izotopu (Kimya)

TNG : English Turkish

gelecek nesil, sonraki nesil, neslin sonraki grubu, gelecek versiyon (kısaltma) (Sonraki Jenerasyon)

TNPK : English Turkish

çevreyolu, otoban, paralı yol

TNT : English Turkish

n. trinitrotoluen, patlayıcı madde

TNUVA COMPANY : English Turkish

Tnuva şirketi, mandıra ürünleri üreten İsrail şirketi

TNX : English Turkish

n. teşekkürler, müteşekkirim, minnettarım (İnternet argosu)

TO : English Turkish

prep. e, ye, ya, e doğru, göre, karşı

TO A CERTAIN DEGREE : English Turkish

ir noktaya kadar

TO A CERTAIN EXTENT : English Turkish

elirli bir dereceye kadar, bir kısım, bir dereceye kadar, tam olarak değil

TO A DAY : English Turkish

günü gününe

TO A DEGREE : English Turkish

ir dereceye kadar, bir ölçüde, bir noktaya kadar, birazcık

TO A DISTANCE : English Turkish

adv. uzağa

TO A GREAT EXTENT : English Turkish

üyük bir dereceye kadar, büyük oranda, son derece, fazlasıyla, neredeyse tamamen