English
DEMON : English Turkish military
DEMON:Düşman hava araçlarının önlenmesi, tahribi ve kıta desteği için uçak gemilerinden faaliyette bulunacak şekilde imal edilmiş, her türlü havada faaliyete elverişli, tek motorlu, tek kişilik, süpersonik jet av uçağı. Bu uçak; nükleer atış kabiliyetine ve Sparrow füzelerini içine alan silahlara sahiptir. Havada yakıt ikmali yapılabilir. F-3 olarak isimlendirilir
DEMONSTRATE : English Turkish military
GÖSTERİ YAPMAK:Projeksiyon vesaire gibi vasıtalardan faydalanmak, pratik örnekler vermek, yani verilen izahatı daha iyi anlaşılır bir hale koymak suretiyle, eğitim yapmak
DEMONSTRATION : English Turkish military
GÖSTERİŞ; GÖSTERİ TAARRUZU:Kati netice aranmayan bir cephe üzerinde düşmanı yanıltmak maksadıyla yapılan bir taarruz veya kuvvet gösterisi
DEMONSTRATION GROUP : English Turkish military
GÖSTERİ GRUBU:Taarruz mahiyetinde bir kuvvet gösterisi yapmak için, destek rolü oynayan deniz ve hava unsurları ile birlikte ve yeter büyüklükteki kuvvet. Bu kuvvet daha sonraki çıkarmalarda kullanılacak veya o anda yapılacak bir akın ya da şaşırtma harekatında kıyıya çıkarılacak bir çıkarma kuvveti ihtiva edebilir
DEMOTION : English Turkish military
RÜTBE İNDİRME:Rütbenin aşağı bir dereceye indirilmesi
DEMURRAGE : English Turkish military
SÜRASTARYA (DZ.), SOMAJ (DMY):Bir gemi, vagon ve benzeri aracın yükleme ve boşaltma için, müsaade edilen müddetten sonra alıkonulması halinde nakliyeci veya malı alacak olana ceza olarak ödetilen para
DENIAL MEASURE : English Turkish military
ESİRGEME TEDBİRİ:Düşmanın, yerden, personelden ve tesislerden faydalanmasına engel olmak veya imkan vermemek için yapılan işler; ki bunlar tahrip etmek, söküp götürmek, bulaşıcı maddelerle kirletmek veya engeller dikmek gibidir
DENIAL OPERATION : English Turkish military
ESİRGEME/ÖNLEME HAREKATI:Düşmanın; taktik veya stratejik değeri bulunan bölgeleri ve hedefleri işgal etmesini ve bunlardan faydalanmasını önlemek veya böyle bir teşebbüse imkan vermemek için planlanmış harekat
DENIM : English Turkish military
İŞ ELBİSELİK KUMAŞ:İş elbisesi veya bazı tip eğitimlerde giyilen elbiseleri yapmak için kullanılan kumaş
DENSITOMETER : English Turkish military
DENSİTOMETRE:Film plakları (film badge) taşıyan kimselerin maruz kaldığı radyasyon dozajını tespit etmek maksadıyla, bu plaklar içindeki filmlerin kararmış kısımlarını ölçen alet
DENSITY : English Turkish military
BALİSTİK KESAFET; YOĞUNLUK:Uçmakta olan bir merminin yer değiştirttiği hava kitlesinin bir ifadesi. Yoğunluk, irtifa ile değişir. Pratikte kullanılan yoğunluk, balistik hava yoğunluğudur
DENSITY (LAND MINE WARFARE) : English Turkish military
(KARA MAYIN HARBİ) MAYIN YOĞUNLUĞU/SIKLIĞI:Mayın tarlası cephesinde bulunan ortalama mayın miktarı
DENSITY OF ALTITUDE : English Turkish military
İRTİFA YOĞUNLUĞU:Standart atmosferdeki yoğunluğa tekabül eden yükseklik olarak ifade edilen bir atmosfer yoğunluğu
DENSITY OF LOADING : English Turkish military
İMLA KESAFETİ:Bir silahın barut haznesine doldurulan barutun yoğunluğu. Bu yoğunluk, sevk barutu ağırlığının, barut haznesini dolduracak
20°F deki arıtılmış su miktarı ağırlığına oranıdır
DENTAL CORPS : English Turkish military
DİŞÇİ SINIFI:Kara Ordusu Sağlık Sınıfı'nın bir şubesi
DENTAL IDENTIFICATION RECORD : English Turkish military
DİŞÇİ FİŞİ:Bir askerin dişlerinin durumunu, bütün hususiyet ve teferruatı ile kaydetmek için kullanılan resmi form. Diş fişi, ölümle neticelenen bir yaralanma neticesi, bir askerin dişlerinden başka bütün azası tanınmayacak hale geldiği zaman, o askerin teşhisinde kullanılır
DENTAL OFFICER : English Turkish military
ASKERİ DİŞ HEKİMİ:Dişçi sınıfına mensup bir subay
DENTAL PAY : English Turkish military
DİŞÇİ ÜCRETİ:
DENTAL SERVICE : English Turkish military
DİŞ SERVİSİ:Askeri personelin diş bakımını temin eden Kara Ordusu Sağlık Sınıfı Şubesi
DENTAL SURGEON : English Turkish military
DİŞ SERVİSİ ŞEFİ:Bir bölge komutanlığında, bir birlikte veya bir tesisteki diş servisinin başında bulunan, dişçi sınıfına mensup subay. Bu subay; bağlı olduğu bölge, birlik veya müessese amirinin emrinde bulunur ve kendisine dişçilik bakımından müşavirlik yapar
DENTAL TECHNICIAN : English Turkish military
DİŞ TEKNİSYENİ:Dişçiliğe ait laboratuar işlerini yapan, radyografileri olan ve hastaları muayene ve tedaviye hazırlayan erat sınıfına mensup kimse
DENY : English Turkish military
REDDETMEK, İNKAR, TEKZİP ETMEK,
.. DEN MAHRUM ETMEK, ÖNLEMEK, ÖNÜNÜ ALMAK:
DEPARTMENT : English Turkish military
DAİRE:Kara Ordusu idari branşlarından herhangi biri. Örneğin; Sağlık Dairesi "Medical Department"
DEPARTMENT OF DEFENSE (DOD) : English Turkish military
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI:Hükümetin Milli Savunma Bakanı, Bakanlık Bürosu, Harp Konseyi, Müşterek Kurmay Başkanları, Müşterek Kurmay Heyeti ve Müşterek Daireleri ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarından oluşan yürütme organı. Başında Milli Savunma Bakanı bulunur. Bu bakanlığa eskiden "National Military Establishment" denirdi
DEPARTMENT OF DEFENSE IDENTIFICATION : English Turkish military
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI TANITMA ROZETİ:18 Eylül 1947 tarihinden sonra Milli Savunma Bakanlığında veya Müttefik Kurul ve Komitelerinde 6 aylık görev yapıldığını gösteren madeni veya emaye rozet. DEPARTMENT OF DEFENSE INTELLIGENCE INFORMATION SYSTEM:MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI İSTİHBARAT BİLGİ SİSTEMİ:Askeri komutanlara ve milli seviyede karar verenlere istihbarat ve istihbarat bilgisi konularında zamanında ve detaylı bilgi sağlayan Milli Savunma Bakanlığı Personeli, yönetmelikleri, teçhizatı, bilgisayar programları ve destekleyici muhabereden oluşan bir topluluk. Ayrıca DODILS olarak bilinir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani